HAYAT
CESURLARI SEVER
Hayat
her zaman eylemi ödüllendirir. Kartal resimlerine baktığımızda bir kanadında
zeytin dalı diğerinde ok vardır ''Barışı severiz ama gerektiğinde
savaşırız'' Hayatta barış içinde yaşamak için bile savaşı kazanacak kadar
güçlü, inançlı olmalıyız. Yüreğimizle inanmalıyız. Başarı insana miras kalmaz.
Çoğu insan buna inanmaz ama başarı herkese eşit mesafededir. Her koşul kendi
başarı öyküsünü yazar. Nefes alınan her yerde başarı çıkabilir. İnsan parası
kadar zengindir ama kendisi kadar başarılıdır. Yaşadığımız talihsizlikleri,
şansızlıkları, yanlışları başkalarına yükleyerek hayatta başarılı olamayız.
İçimizdeki bizi mutlu kılamayız. İçimizdeki biz herkese yalan söyleyebilir ama
kendine asla...
Büyük başarı kalpten gelir. Beynimizde büyür sonra hayatın
içine akar. Hayattan değil,hayatımıza gem vuran zincirleri kırdığımız gün
içimizdeki O insanı insanlaştıran, paylaştıran, çoğaltan özdeki değerli olma
bilinciyle tanıştığımız gündür.
Birde
yaşanan hayal kırıklıklarını yorumlama şeklimiz çok önemlidir. İnsanlar
başlarına kötü bir şey geldiğinde ben bunu hak etmedim derler… Bence
hayat bu insanlarla aynı fikirde değildir. Hayat iyilerden çok güçlüleri sever.
Güç doğada vardır. İyilik ve kötülük tamamen insan aklının ürünüdür. Hayat
insana vaatte bulunmaz. İyi insan olmak araç değil amaçtır. İyi insan olmak
başına kötü bir şey gelmeyeceği anlamına gelmez. İyi insan olmanın ödülü zaten
iyi insan olmuş olmaktır. Başımıza gelen kötü sonuçlar için kötü insan olma
şartı yok. Neden ben diye sorarken kendimize, iyiliğe güvenmek güzel ama O’na
dayandırmak akıllıca değildir. Başımıza gelenlerin ne olduğuyla değil, içimizde
olanların ne olduğu ile ilgilidir. Önemli olan bakış açımızı ve hayatı kendimize
borçlandıran inançlardan zihinlerimizi temizlemek.
İnsan
kendini en iyi eylemleriyle ele verir. Goethe'nin dediği gibi ''İnandığı gibi
yaşamayan, yaşadığı gibi inanır''Hayatımızda ne olursa olsun ne yaşamış olursak
olalım kendi ilkelerimiz, değer yargılarımız olsun. Kafa karışıklığı tüm
kötülüklerin anasıdır. İnsanı içten içe yer. Hayatla aramıza tel örgüler çeker.
Bunu için zihnimizi düzenleyip ,yargılarımızı periyodik olarak gözden geçirmek
bize akıl yollarını açar. Ve kalbimiz, kalbimizde kirlenir onu da ışığa çıkarıp
ara bir temiz hava aldırmak gerekir. Her fikre açık olalım ama kalbimize sadece
seçtiklerimizi alalım. Hırslar, egolar kalbimizi katılaştırmasın. Hiç bir şeyin
bizim gül bahçemizi tarumar etmesine izin vermeyelim. Hep ebru tekneleri olsun.
Canı cana çağıran sevgiyle buluşturan edeple yoğuran.
‘’Hayatının
gelişmesini istiyorsan, onu iyileştirmelisin.’’
Biz
dünyayı ne kadar aklımızla tasarlasakta, yaptıklarımızla şekillendiriyoruz.
Hayatta herkes bir şekilde ederini bulacaktır, ben buna gönülden inanıyorum.
İnsan sınırları değil sınırları zorladığı kadardır. Herkes kendi hayatının
tarlasıdır. Kendi kullanma kılavuzuna uygun kullandıkça, hayatının en büyük
hazinesinin içinde olduğunu görecek. Her zaman kalıcı değişimler içten dışa
doğrudur. Güzel olan her şey önce içte başlar. İnsan aldığı kararlarla
gelecek değişimleri hafife almamalı. Her şey bizim içimizdeki ışıkla önce
pervane sonra şekil veren olacaktır. Biz kendi kanatlarımızla uçmaya karar
verdiğimizde sloganımız''Her şey benim içimdeki benle başlar''deyip hayatı
arkasına almıştır zaten. Her şeyi belki yapamayız ama kendimize saygılı
bireyler olarak bu hayatın içinde değerli, üreten, paylaşan, sevdiğine omuz
olan başlar olabiliriz.
Kararsızlık
karanlığa benzer. Çıkacağın hayat yolculuğunun adresi hep yitiktir bu nedenle
çok iyi düşünüp iyi analiz edip kararlarımızı günü kurtarmak adına değil
yarınlarımıza sarılmak ve hayatın içinde önce kadın, erkek sonra insan onuruyla
yaşamak. Bunu için hiç bir zaman geç değildir. Keşkesiz bir yaşam için;
Yalnızca hayatı seyretmeyelim. Hayatın kendisini yaşayalım. Hayata geldiğimiz
yer ile gelmek istediğimiz yer arasında geçiyor ömrümüz. Seçtiğimiz her şey
için,başka bir şeyden vazgeçmemiz gerekiyor. Bazılarımız şartlara şekil
veriyor, bazılarımıza da şartlar şekil veriyor. Keşkelerle yaşayacak kadar uzun
değil ömür. Bizi hayattan alan, hayata katarken eksilten her şeyi protesto
ediyorum ve diyorum ki biz bu dünyaya tesadüf gelmedik... O'zaman neden
tesadüfmüş gibi yaşayalım. Bahşedilen akılı niye mutluluk, huzur yolunda
tüketmeyelim ki? Neden sanki!... Hayatı hoyratça kullanan
insanlara mutluluğumuzu törpüleme fırsatı vermeyelim. Hayat gel beni al
demez. İçimize ışık verelim yeter. Köklerimiz içimizde. Ve hepimiz
hayatın içinde başak taneleriyiz.
Olcay
Kasımoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder