Yaşamın bütün sürprizlerine kalbinin kapısını açmış, yaşamadan çok büyük beklentileri olmayan bir dünya insanı olarak dokumacı kuşların kanatlarında taşıdığı ıslık seslerine eşlik ederek bu dünyada ki rolümü olumlu yaşamaya adıyorum.
Adarken de daha iyi bir dünya ve daha iyi bir yaşam için;
Değişen-gelişen dünya düzenini yeniden anlamaya ihtiyacımız var.
Sanatın hali okuyabilene, halden anlayabilene ihtiyacı var
Ve şiir; kendime, yaşama karşı duyduğum en büyük sorumluluklardan biridir.
Şiirlerim toplumu anlama ve algılama çabalarımın yanında, en temel duygumuz olan özgürlük ve özgürleşmeye, öğretilerden arındırılmış sevgilere, erkek egemen toplumun sosyal, psikolojik ve ideolojik bütün dayatmalarına karşı bir sesin yükselişidir aynı zamanda...
Seviyorum şiirle yaşama uzanan yolculuklarımı, içsel derinliklerimi ve küçük insan koylarını...
Seviyorum şiirle yaşama uzanan yolculuklarımı, içsel derinliklerimi ve küçük insan koylarını...
Ve en önemlisi ortak bir duyarlılık, vicdan oluşturmak, olayları ve olguları güzel ve farklı bir dil kullanarak gündeme getirmek, toplumun sözcüsü olmak gibi işlevleri de vardır şiirin.
Topluma kazandırılmak istenen değerlerin sözcülüğünü yaparken değişen, gelişen dünyayı anlamaya ve tanıtmaya çalışmak, demokrasi ve özgürlük kavramlarının kalıcı olmasında önemli pay sahibi olmuştur şiir...
Bütün bunların sabırla, bilinçle süzülüp, mısralardan ahenkle bize akması için, yaşamı şiirle taçlandırmamız gerekir.
Şiir sadece kendimiz için değildir, bilgidir bizden sonra gelecek kuşaklara, rehberdir aynı zamanda.
Şiirin içinde ki yolculuklarımda kimi zaman yüklenip bulutu yağdım toprağa, kimi zaman asi bir rüzgar oldum savruldum diyar diyar.
Kiminin gözlerinde içtim güneşi, kiminin mavi saçlarında yıldız oldum, kimi zaman da anılar bahçesinde yaşsız bir kalple hayata gülümseyen bir albümün yüzü.
Diyar diyar sevda üfledim dizelerime, üfledikçe SEVDADAN başka bir şeye inanmıyorum.
Toprak kokusu olmayan yağmur, tuzsuz bir yemek, yolu olmayan bir dağ, mavisiz gökyüzü, çocuksuz anne, dalgasız deniz, aşksız hayat nasılsa şiirsiz bir hayatta bana öyledir.
Zincirleri yok, ülkesi yok, yıkandığı nehir benim ruhum ve o ruh hiç kimseye kul değil. Yaşamın içinde gürül gürül akan ”dingin ve özgün” bir nehir.
Yaşamın içinden süzülürken evrenin derinliklerine, çocukluğumun geçtiği coğrafyaya ait bir anımı paylaşmak isterim.
Hepimizin yaşadığı ve unutmadığı canlı anıları var.
Benimde unutamadıklarım arasında yer alan hatıram, ilk kez renkli kalemlerimin oluşuydu.
Öğretmenimiz, verdiği bir resim ödevinde bizlerden denizi çizmemizi istemişti. Oysaki sınıfımızın büyük bir çoğunluğu denizi hiç mi hiç görmemişti. Ve o yıllarda günümüzün görsel iletişim araçlarından eser yoktu.
Nasıl bir şeydi deniz?
Denizin uçsuz bucaksız masmavi sulardan oluştuğunu ve üzerinde kocaman kocaman gemilerin yüzdüğünü sanıyor, beklide hayal ediyorduk.
Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen Anadolu coğrafyasındaki birçok çocuk gibi denizi ve martıları çok geç gördüm, tanıdım ve sevdim.
O gün bugündür denizin ismini duymak bile beni büyülemeye yetiyor. İçime dalgaların coşku yüklü devinimi akarken, damarlarım da dolaşan sevinçten kum tanelerini kıpırdatarak gülümsetiyor.
Benimde unutamadıklarım arasında yer alan hatıram, ilk kez renkli kalemlerimin oluşuydu.
Öğretmenimiz, verdiği bir resim ödevinde bizlerden denizi çizmemizi istemişti. Oysaki sınıfımızın büyük bir çoğunluğu denizi hiç mi hiç görmemişti. Ve o yıllarda günümüzün görsel iletişim araçlarından eser yoktu.
Nasıl bir şeydi deniz?
Denizin uçsuz bucaksız masmavi sulardan oluştuğunu ve üzerinde kocaman kocaman gemilerin yüzdüğünü sanıyor, beklide hayal ediyorduk.
Üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen Anadolu coğrafyasındaki birçok çocuk gibi denizi ve martıları çok geç gördüm, tanıdım ve sevdim.
O gün bugündür denizin ismini duymak bile beni büyülemeye yetiyor. İçime dalgaların coşku yüklü devinimi akarken, damarlarım da dolaşan sevinçten kum tanelerini kıpırdatarak gülümsetiyor.
Bundan olsa gerek oğlumun adını Özgürdeniz koydum.
Örselenmelerin,coşkuların ummanında kaybolmadan; dingin nehirler gibi, hep bir deniz düşüyle akalım, yaşamın içine...
Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak yaşıyoruz. İnsan umudunu terk etmeden dişiyle , tırnağıyla mücadele edip sevgiyle yaşamalı diyorum…
Ülkemiz için, bütün insanlık için; fikri hür vicdanı hür, üreten, düşünen,sorgulayan insanlar olarak hayatı sevelim, sahip çıkalım...
Yaşam bir nefes onunda vakti yok... Bu kadar germeye, ezip, büzmeye gerek yok...
Olcay Kasımoğlu