https://unutulmazfilmler.co/zorba-the-greek.html
Zorba'nın hayat
felsefesi; yenilgileri umursamamaktır. .
Muhakkak okunması ve iyi özümsenmesi gereken çok değerli bir kitap.
Her satırında
evrensel bir boyutu yakalamanız mümkün.
İnsana dair o kadar
çok şeyi bir arada, birlikte ilişkilendirerek okuyucusuyla buluşturmuş ki,
insanin şapka çıkarası geliyor. Ben çıkardım ve saygıyla eğildim.
Okuyalım, boş
zamanlarımızı değerlendirmek için değil, boş zihinlerimizi şarj ve deşarj etmek
için okuyalım.
Başımızı kuma
gömerek değil, sadece okumuş olmak içinde değil, okuduğumuzu sindirerek,
özümseyerek ve en önemlisi bakış açımızı güncelleyerek, farkındalık oluşturmak
adına okuyalım.
Kaç kitap
okuduğumuz değil, okuduğumuzdan ne anladığımız daha önemli. Kitaplar insani bir
yakadan diğer yakaya taşımıyorsa, başkalarının acılarına duyarlı kılmıyorsa,
hepsinden daha değerlisi; sevgi, barış, ortak yaşam alanlarına duyarlı
kılmıyorsa, bilgelik aşılamıyorsa, çıkarmıyorsa bizi aydınlığa ne anlamı var?
Kitaptan alıntıları
paylaşmaktan son derece mutluyum.
1."Herkes
kendi yolunu izler. İnsan bir ağaç gibidir. Neden kiraz vermiyor diye incir
ağacını hiç azarladığın oldu mu?"
2."Yağmur
yağarken insanın kalbi acı çeker," dedi Zorba.
3."Dünyayı
bugünkü durumuna getiren nedir, bilir
misin? yarım işler,
yarım konuşmalar, yarım
günahlar, yarım
iyiliklerdir. sonuna kadar git be
insan.!"
4."Bir
zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için
öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler
yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar
Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum,
hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara
bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun,
ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona
bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan
ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir
insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, içiyor,
seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da
kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların
yiyeceği etiz.''
5."Onları
belki kurtaramayız," diye ekledi. Ama kurtaralım derken, biz kurtuluruz.
Öyle değil mi? Bunları söylemek istemiyor musun hocam? Kendini kurtarmanın tek
yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır.
6.Burada insanı
şaşırtan bir şey oluyor patron...Bu tuhaflık içinde aklın şaşıyor. Biz
çetelerin yaptığı bütün o alçaklıklar, hırsızlık, kıyımlar, Girit'e Prens
Yorgus'u yani özğürlüğü getirdi"
Gözleri iyice
açılmış şakınca baktı.
"Sır!"
diye mırıldandı. "Büyük sır! Dünyaya özğürlüğün gelmesi için bu kadar
cinayetler ve alçaklıklar mı gerekli yani?
7.Ruhum" diyordum, "şimdiye kadar gölgeye bakıp doyuyordun; şimdi seni tene götürüyorum.
8.Gübre ve pislikten bir çiçek nasıl filizlenip beslenir? Varsay ki Zorba, insan gübre, özgürlük de çiçektir.
9.'' Ruhumu tenle,
tenimi ruhla doldururdum; kısacası, içimde barıştırırdım bu yüzyıllık iki
düşmanı...
10.''Hayır özgür
değilsin," dedi. “Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden daha
uzun; hepsi bu kadar...''
Zorba karakteri,
temel insani özgürlüğün, toplumsal boyunduruğa başkaldırının bir sembolü olarak
görülebilir.
Başkaldırının,
özgürlüğün ve bütün bir insanlığın simgesi olmuştur.
Haksızlığa,
üzüntüye ve sevince karşı santuruyla, dansıyla karşılık veren bir adamın
hikayesidir zorba.
''Hayata karşı
yenilebiliriz..
Sevgiye ve dansa
karşı asla!
Sevgiden
boğulduğunu hissettigin an..
Koş ve dans et!
"Bana dans
etmeyi öğret.
Dans mı?
Hadi bakalım
delikanlı.
Beraber
Başlıyoruz
Hop!
Tekrar Hop!
Çök
Haydi bre!
Patron sana
anlatacak o kadar çok şeyim var ki..
Seni sevdiğim kadar
hiç bir adamı sevmedim.
Hop!
Hey patron!
Bundan daha
muhteşem bir çöküş gördün mü?
Görüyor musun?
Sen de gülebiliyor
musun?
Sen de gülüyorsun
be!
Gördün mü? Nasıl
kaçtıklarını.
Özellikle de şu
keşişlerin.
Üçüncü posta:En
iyisi üçüncü postaydı.
Her şey dümdüz
oldu.
Daha hızlı..
Hop! Hop! ''
Nikos Kazancakis'in
usta kurgusuyla okunmayı ve yönetmen Mihalis Kakoyannis'in muhteşem
yetkinliğiyle izlenmeyi hak ediyor.
https://unutulmazfilmler.co/zorba-the-greek.html
Olcay Kasımoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder