Translate

9 Mayıs 2018 Çarşamba

                         ZORBA/NİKOS KAZANCAKİS

https://unutulmazfilmler.co/zorba-the-greek.html


Zorba'nın hayat felsefesi; yenilgileri umursamamaktır. .

Muhakkak okunması ve iyi özümsenmesi gereken çok değerli bir kitap.
Her satırında evrensel bir boyutu yakalamanız mümkün.
İnsana dair o kadar çok şeyi bir arada, birlikte ilişkilendirerek okuyucusuyla buluşturmuş ki, insanin şapka çıkarası geliyor. Ben çıkardım ve saygıyla eğildim.

Okuyalım, boş zamanlarımızı değerlendirmek için değil, boş zihinlerimizi şarj ve deşarj etmek için okuyalım.
Başımızı kuma gömerek değil, sadece okumuş olmak içinde değil, okuduğumuzu sindirerek, özümseyerek ve en önemlisi bakış açımızı güncelleyerek, farkındalık oluşturmak adına okuyalım.
Kaç kitap okuduğumuz değil, okuduğumuzdan ne anladığımız daha önemli. Kitaplar insani bir yakadan diğer yakaya taşımıyorsa, başkalarının acılarına duyarlı kılmıyorsa, hepsinden daha değerlisi; sevgi, barış, ortak yaşam alanlarına duyarlı kılmıyorsa, bilgelik aşılamıyorsa, çıkarmıyorsa bizi aydınlığa ne anlamı var?

Kitaptan alıntıları paylaşmaktan son derece mutluyum.

1."Herkes kendi yolunu izler. İnsan bir ağaç gibidir. Neden kiraz vermiyor diye incir ağacını hiç azarladığın oldu mu?"

2."Yağmur yağarken insanın kalbi acı çeker," dedi Zorba.

3."Dünyayı bugünkü durumuna getiren nedir, bilir
misin? yarım işler, yarım konuşmalar, yarım
günahlar, yarım iyiliklerdir. sonuna kadar git be
insan.!"

4."Bir zamanlar diyordum ki: Bu Türktür, bu Bulgardır, bu Yunanlıdır. Ben vatan için öyle şeyler yaptım ki patron tüylerin ürperir; adam kestim, çaldım, köyler yaktım, kadınların ırzına geçtim, evler yağma ettim... Neden? Çünkü bunlar Bulgarmış, ya da bilmem neymiş... Şimdi kendi kendime sık sık şöyle diyorum, hay kahrolasıca herif, hay yok olası aptal! Yani akıllandım, artık insanlara bakıp şöyle demekteyim: Bu iyi adamdır bu kötü adamdır. İster Bulgar olsun, ister Rum, isterse Türk. Hepsi bir benim için. Şimdi iyi mi kötü mü yalnız ona bakıyorum. Ve ekmek çarpsın ki, ihtiyarladıkça buna da bakmamaya başladım. Ulan ister iyi ister kötü olsun be. Hepsine acıyorum işte... Boşversem bile bir insan gördüm mü içim cız ediyor. Nah diyorum bu fakir de yiyor, içiyor, seviyor, korkuyor,(...) o da kıkırdayacak ve dümdüz toprağa uzanacak, onu da kurtlar yiyecek... Hey zavallı hey! Hepimiz kardeşiz be... Hepimiz kurtların yiyeceği etiz.''

5."Onları belki kurtaramayız," diye ekledi. Ama kurtaralım derken, biz kurtuluruz. Öyle değil mi? Bunları söylemek istemiyor musun hocam? Kendini kurtarmanın tek yolu başkalarını kurtarmak için çabalamaktır.

6.Burada insanı şaşırtan bir şey oluyor patron...Bu tuhaflık içinde aklın şaşıyor. Biz çetelerin yaptığı bütün o alçaklıklar, hırsızlık, kıyımlar, Girit'e Prens Yorgus'u yani özğürlüğü getirdi"
Gözleri iyice açılmış şakınca baktı.
"Sır!" diye mırıldandı. "Büyük sır! Dünyaya özğürlüğün gelmesi için bu kadar cinayetler ve alçaklıklar mı gerekli yani?

7.Ruhum" diyordum, "şimdiye kadar gölgeye bakıp doyuyordun; şimdi seni tene götürüyorum.
8.Gübre ve pislikten bir çiçek nasıl filizlenip beslenir? Varsay ki Zorba, insan gübre, özgürlük de çiçektir.

9.'' Ruhumu tenle, tenimi ruhla doldururdum; kısacası, içimde barıştırırdım bu yüzyıllık iki düşmanı...

10.''Hayır özgür değilsin," dedi. “Senin bağlı bulunduğun ip, öbür insanlarınkinden daha uzun; hepsi bu kadar...''

Zorba karakteri, temel insani özgürlüğün, toplumsal boyunduruğa başkaldırının bir sembolü olarak görülebilir.
Başkaldırının, özgürlüğün ve bütün bir insanlığın simgesi olmuştur.

Haksızlığa, üzüntüye ve sevince karşı santuruyla, dansıyla karşılık veren bir adamın hikayesidir zorba.

''Hayata karşı yenilebiliriz..
Sevgiye ve dansa karşı asla!
Sevgiden boğulduğunu hissettigin an..
Koş ve dans et!

"Bana dans etmeyi öğret.
Dans mı?
Hadi bakalım delikanlı.
Beraber
Başlıyoruz
Hop!
Tekrar Hop!
Çök
Haydi bre!
Patron sana anlatacak o kadar çok şeyim var ki..
Seni sevdiğim kadar hiç bir adamı sevmedim.
Hop!
Hey patron!
Bundan daha muhteşem bir çöküş gördün mü?
Görüyor musun?
Sen de gülebiliyor musun?
Sen de gülüyorsun be!
Gördün mü? Nasıl kaçtıklarını.
Özellikle de şu keşişlerin.
Üçüncü posta:En iyisi üçüncü postaydı.
Her şey dümdüz oldu.
Daha hızlı..
Hop! Hop! ''

Nikos Kazancakis'in usta kurgusuyla okunmayı ve yönetmen Mihalis Kakoyannis'in muhteşem yetkinliğiyle izlenmeyi hak ediyor.

https://unutulmazfilmler.co/zorba-the-greek.html

Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: