Sen hayatıma girdiğin gün, yüreğim cennet bahçesine döndü, sen aşktın kokundan bildim.
Sonra seni korumak, yaşatmak için ne gerekiyorsa kurulmuş saat gibi her şeyine hazırdım, hazır olmadığım uykusuz gecelere bile...'
'Büyüyorsun'' büyürken seni taze fidanların içinde payımdaki gonca gül bilip, öpüp koklayarak aman sevgi suyu eksik olmasın, sevgisiz kalmasın diye teninin kokusunu her gece yatmadan önce içime çekerek uykulara yatırdım.
Gel gör ki!
Bütün bir gece boyunca, hatta geceler boyunca her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol etmek için dakikada bir uyanacağıma, kapılardan; acaba nefes alıyor mu almıyor mu diye düşünüp kalbimin yerinden çıkacağını asla düşünemezdim. Soğuk gecelerde kurulmuş saat gibi üstünü örtmek için uyanacağım aklımın ucuna gelmezdi.
Şimdi ise karşım da yediveren güllerin gelip te gönüllü konakladığı gözlerinde ki hayatı görüyorum. Elimden süzülerek kendi deryasına yolculuk başlatan kehribar misali.
Gülünce yüreğimin cenneti dediğim o güzel gözlerinden bana akan kara kızım;
Biz seninle beraber büyüyoruz yüreğimin parçası.
Sana renkli bir dünya çizmeyeceğim ama seninle insanca yaşamanın erdemin de gönüllü birlikteliğimizin yolculuklarını anlatabilirim.
Şimdi bütün bu yaşadıklarından ne öğrendin Anne dersen; Sabır ve sevginin yaşamın kilidi olduğunu, açmayacağı kapı olamayacağını söyleyebilirim. Hayatında sabrı sevgiye, sevgiyi de sabra sevdir. Sevdir ki mutlu bir ömrün olsun. Hayata yürürken karşına bir sürü yalnızlık, haksızlık, dünya kederleri çıkacak. Sende başka insanların acılarından, kendi acılarından güç alarak beslenecek yoluna devam edeceksin. Kendinden başkasını düşünmeyenleri tanıyacaksın. Hatta kadını sadece mutfak araçlarıyla yaşamın içinde anlamlı gören erkeklerle karışılacaksın.
'Büyüyorsun'' büyürken seni taze fidanların içinde payımdaki gonca gül bilip, öpüp koklayarak aman sevgi suyu eksik olmasın, sevgisiz kalmasın diye teninin kokusunu her gece yatmadan önce içime çekerek uykulara yatırdım.
Gel gör ki!
Bütün bir gece boyunca, hatta geceler boyunca her şeyin yolunda gidip gitmediğini kontrol etmek için dakikada bir uyanacağıma, kapılardan; acaba nefes alıyor mu almıyor mu diye düşünüp kalbimin yerinden çıkacağını asla düşünemezdim. Soğuk gecelerde kurulmuş saat gibi üstünü örtmek için uyanacağım aklımın ucuna gelmezdi.
Şimdi ise karşım da yediveren güllerin gelip te gönüllü konakladığı gözlerinde ki hayatı görüyorum. Elimden süzülerek kendi deryasına yolculuk başlatan kehribar misali.
Gülünce yüreğimin cenneti dediğim o güzel gözlerinden bana akan kara kızım;
Biz seninle beraber büyüyoruz yüreğimin parçası.
Sana renkli bir dünya çizmeyeceğim ama seninle insanca yaşamanın erdemin de gönüllü birlikteliğimizin yolculuklarını anlatabilirim.
Şimdi bütün bu yaşadıklarından ne öğrendin Anne dersen; Sabır ve sevginin yaşamın kilidi olduğunu, açmayacağı kapı olamayacağını söyleyebilirim. Hayatında sabrı sevgiye, sevgiyi de sabra sevdir. Sevdir ki mutlu bir ömrün olsun. Hayata yürürken karşına bir sürü yalnızlık, haksızlık, dünya kederleri çıkacak. Sende başka insanların acılarından, kendi acılarından güç alarak beslenecek yoluna devam edeceksin. Kendinden başkasını düşünmeyenleri tanıyacaksın. Hatta kadını sadece mutfak araçlarıyla yaşamın içinde anlamlı gören erkeklerle karışılacaksın.
Erkeklerle hiç bir zaman biz eşitiz kavgalarına girme. Bunun dile dolamak bile araya mesafeler koymaktır, oysa hepimiz insanız sonra kadın, erkek yani kimliğimiz bu. Bunlar bizi büyütmez. Hayata kattıklarımızdır bizi büyüten.
Hayat paylaşılınca güzel felsefesinden ayrılma. Hayat bencilleri, aymazları sevmez. Sonra meleğim Aşk’ı da tanıyacaksın kalbin kırılacak sende kıracaksın birilerini. Ama kendine çaresiz kalma ömrünle geçinmeyi öğren. İncitme kimseyi.
Bilki incittiğin her insan kalbine bir yara açar. Kinden, öfkeden sakın onları hayatının hiç bir yerine koyma. Öfke tamiri olmayan hatalara yol açar. Onlar ki eksiltir nefreti büyütür. Aynadaki suretini değersiz bulursun. Kendini değersiz bulmak hayati eksiltir. Yaşam enerjini alır bunlara izin verme. Bunlar senin elinde. Sonra anlamsız yaşamayacaksın. Bir sebebi olmalı yaşadıklarının. Hayat hep seni deneyecek. Sen bile kendine şaşıracaksın. Hayatına egemen olacaksın. Egemen olduğunda gerçek büyüklük doğar. Biliyor musun sevgi yumağım, hayat kendine acıyanlara hiç acımaz. Hiç bir işte acele etme. Hiç bir kararı duygusal anında alma. Seni eksiltenleri hayatınd
an çıkar. Kendine neden, niçin yaratma. Bırak hayat nasıl olsa zamanla barışık ve en iyi tanıktır. Kararlarının sonucunu sana teyit ettirir sonunda. Hayatta sendekini almak isteyenler olacak. İhanetleri yaşayacaksın. İnsan ihanetle tanışmaya görsün! Lime lime olur yüreğin. Üşürsün, küçülürsün aldığın nefes yetmez, her şey anlamını yitirir. Hemen toplan kesip at kanayan yüreğini. O’yüreğini kanatandan bir daha ne adam, ne dost olur sana.
Sevgili Kızım yol arkadaşım, önce insan sonra kadın olmanın tüm güzelliklerini yaşa. Sonra anne ol. Benim gibi için sevda bağlasın ateşe köz gibi. Ama hiç bir zaman anneliği kadın olmayla karıştırma. Kimlik karmaşası karanlığa çeker. Hepsinin nimetini ayrı ayrı yaşa. Ve hiç kimsenin senin elindeki bu güzeli yalancı söylemlere çevirmesine izin verme. Herkes kendi yüreği kadar sarılır dünyaya unutma. Gün gelecek dostların kadar düşmanlarında olacak. Unutma hayat bir dengedir, Kurabilirsen dengeyi Dilde senin gözde. Yarda senin olur.
Düşmanların bile saygı duyar hayatla kurduğun dengeye. Aklınla muhakemeni yap. Akıllı insanların ağzı kalbinde olur. Akılsızın ise kalbi ağzında olur. Yüreğinin sesine güven. Hiç bir zaman asla yerine getiremeyeceğin şeyler için söz verme. Unutma söz namustur. Namusun anlamını bilenler bunu çok iyi bilirler. Ve sen deryamın denizi kızım yalanı yılan bil. Kendin ol yavrum ben senin bahçene sevgi ektim.
Ömrümün Zerdalisi
Tomurcuğunda yeni kamaşan, ömrümün zerdalisi,
Gülüşü hayat diye gelip, gamzelerime yerleşen,
Kızım, nazlım, ömrümün has bahçesi.
Hasretine şebnem olsa gözüm, yağ içime.
Ateşlerde köz olsun, bu can sana dursun.
Ömrümün körpe dallarına, seviler serdin ya!
İçimde ki dumanlı dağları dağıtıp,
Bütün yaşanmışlıklardan alıp,
Acılar uykusunda,
Mahmur gözlerle içime uyanıp,
Bahar sevinçleri verdin ya!
Kolsuz kanatsız kalmış kuşlar bile,
Uyandı gelişinle.
Taze ekmeğin kokusu nasıl güzel gelirse,
Senin kokun katladı onu, sonsuz kereye.
Gülüşün, yaratandan bana hediye.
Çoğaltan yanım, ciğerimin parçası,
Dünya içi boğanak,
Umutsuzların ağzında.
Kara bir gül, dikenleri tenimizi dağlayan.
Sen geldin ya,
Gül tenin, yaralarıma merhem.
Ellerin, avucuma düştüğünden beri,
Yemin olmuş, sözüm benim.
Gizim benim, yaşamda izim benim.
Ateş altında, taş altında olsam da,
Yaşamı sebebim, ömrüm benim...
Gülüşü hayat diye gelip, gamzelerime yerleşen,
Kızım, nazlım, ömrümün has bahçesi.
Hasretine şebnem olsa gözüm, yağ içime.
Ateşlerde köz olsun, bu can sana dursun.
Ömrümün körpe dallarına, seviler serdin ya!
İçimde ki dumanlı dağları dağıtıp,
Bütün yaşanmışlıklardan alıp,
Acılar uykusunda,
Mahmur gözlerle içime uyanıp,
Bahar sevinçleri verdin ya!
Kolsuz kanatsız kalmış kuşlar bile,
Uyandı gelişinle.
Taze ekmeğin kokusu nasıl güzel gelirse,
Senin kokun katladı onu, sonsuz kereye.
Gülüşün, yaratandan bana hediye.
Çoğaltan yanım, ciğerimin parçası,
Dünya içi boğanak,
Umutsuzların ağzında.
Kara bir gül, dikenleri tenimizi dağlayan.
Sen geldin ya,
Gül tenin, yaralarıma merhem.
Ellerin, avucuma düştüğünden beri,
Yemin olmuş, sözüm benim.
Gizim benim, yaşamda izim benim.
Ateş altında, taş altında olsam da,
Yaşamı sebebim, ömrüm benim...