Translate

3 Eylül 2019 Salı

Bir hiçlik türküsü değil midir özünde hayat?

Duymak, işitmek yetmez, anlamak için dinlemeliyiz.
Öylesine değil; aklımızla, kalbimizle, vicdanımızla doğayı-insanı dinlemek !
Fotoğraf açıklaması yok.Dinlemesini bilen insan; sorunların tespiti ve çözümünde daha az hata yapar. Dinleyerek daha iyi gözlemler yapar, farklı bakış açıları edinir.
Ön yargıdan uzak objektif kararlar verebilir, problemlere yeni çözüm yolları bulabilir.
İnsan kendi iç sesini dinlediği zaman, başkalarının sesine de derinlik kazandırır, empati yeteneğini geliştirir.
Başkalarının duygu ve düşüncelerine, kim olduğuna ve neler yaşadığına daha derinlemesine yaklaşır.
Kendimizi dinlediğimizde güçlü ve zayıf yanlarımızı keşif ederiz, böylece başkalarının da artı ve eksilerine yaklaşım tarzımız değişir.
Daha insanı bakış açıları kazanırız.
Dinlemek öze inmektir, bakılan ama görünmeyenlere dokunmak, derinliğe aydınlanmaktır.
Karşımızdaki insanlara gönül gözüyle dokunduğumuzda biz onun en yakını oluruz.
İnsanların duygularını anlamak kendimize olan güveni artırdığı kadar başkalarının da bize güven duymasına neden olur.
İlişkilerin kırılganlığını ve insanlar açısından taşıdığı önemi anladığımız zaman daha dikkatli ve özverili oluruz.
Başkalarının duygularını örselemeden onları anlamaya çalışırız.
Kendimize ve başkalarına kulak verdiğimiz zaman evrende bizi dinler, bizimle iş birliğine girer.
Lao Tzu'nin dediği gibi;

''Sözlerdeki incelik güven yaratır.
Düşüncedeki incelik derinlik.
Duygulardaki incelikse sevgi.''

Yankısını bulmuş bu seslerin, gelip yüreğimizde bizimle buluşmasından kim mutlu olmaz ki!

Olcay KASIMOĞLU


Hiç yorum yok: