Translate

13 Eylül 2019 Cuma

Velhasıl yaşamak ve yaşatmak ince bir iştir.

Bizler, kimliği sadece insan olanlar;
*Egemenlerin, kendi şahsı çıkarlarını korumak için ”şiddeti ve insan açlığını” gizliden gizliye desteklemelerini reddediyoruz.
Fotoğraf açıklaması yok.
*Dünya yüzünde birbirine düşman halklar yaratılarak, egemenlerin amaçlarına hizmet için suni gündemler yaratıldığını biliyoruz, bu oyunda piyon olmayı reddediyoruz.
*Kadınların, çocukların ve savunmasızların, siyasetin malzemesi olmalarını reddediyoruz.
*Yaşayan her insanın insanlığa ve evrene karşı sorumlulukları var.
*Emek ve sermaye çelişkisinin gerçekliğine suskun kalamayız. Emeğin özne olduğu, sınıfsız bir yaşamın mümkün olduğu bilinciyle ” Dünya herkese yeter” anlamının içtenliğiyle, egemenlerin oyunlarına hayır diyoruz.
Körü körüne bir şeye inanmak onu haklı ve ahlaklı yapmaz.
*Üreterek yaşamlarını anlamlandıran, sadece kendisi için değil herkes için ”daha güzel, eşit, adil, özgür” bir yaşam kurmak için mücadele eden, haklıdan yana tavır alanlar;
Sorgulamadan inanmanın, anlamadan yorumlamanın, araştırmadan bilmeden ahkam kesilmenin bütün olumsuz taraflarını reddediyoruz.
Ne olursa olsun, yaşamak, kulun kula kulluğu değildir.
Onurunla, namusunla, halkınla, şerefli, bağımsız yaşamaktır, yaşamak.
Emeğin hiç bir zaman sorgulanmadığı bir yaşam ve sağlıklı sevgi anlayışıyla büyümek, ahlaki olgunluğa erişmek, iyiliğin, sevginin parçamız olduğunu bilmek, insanın asıl doğasına ait tüm özellikleri unutmadan, varoluşumuzun, özümüzün güzelliklerinden utanmadan yaşama yürümek, yaşamı değerli ve anlamlı kılıyor.

gerçekler
haramiler sofrasında dara çekilir
şimdilerde zaman bir gergef işler
yalanlar geceyi pembeye boyar
herkes bin defa yalnızlığa yenilir
bin defa cehennem ateşi yanar yüreklerde
acılar dilsiz, umutlar eşkıyadır bu şehirde

üzülmelerini iyi tanı bu şehrin
hepsi saklar yüzünü, kirli bir atlas gibi
herkes kendi rengine boyar dünyayı
bilmez renk körünü ,yüreğe körü
herkesin tiyatrosudur bu şehir
herkesin görünmeyen sahnesi

oyuncular arsız, oyuncular ilkesiz
satıcılar şakşakçı, yürekleri paslı
yürekler inceldi en yorgun yerinden
kırıldı insanlık
şimdilerde oynak sular basmış göbeğini
görünmez yalçın dağlar arkasında kalmış hürriyet

solunarak süzülen bir ömrün bahçesinde
sihriydi bütün dile gelmemiş tutkuların
esin çağlayanı gibi akardı yüreğin ırmaklarına
şimdi tende dindi suların çağlayışı
gözlerine bağdaş kurmuş umut ışığı yok
öpüşlerden düşlerin tılsımı yolundu
artık kimseler yüreğinden ağlamıyor göze

umut kimsesiz;
sevginin bakışları mıhlandı çorak yüreklere
yalnızlık giyindi üşüten hoyrat rüzgarları
gülüşler gamzesiz, soluk, ısıtmıyor içimizi
can bitkin, yürek tutsak, dil umutsuz
köreldik yüreğimizin sesine
oyuncular arsız, seyirci umarsız
sevincin çığlıkları kısık
artık buyur etmiyor evren sinesine
içtenliğin kaleleri kuşatıldı
şefkat uyuşuk, kindarlık sinsi ateş
sanat bilim soysuzun tezgahında tutsak
Etiketlenen kişileri bunu göre

Hiç yorum yok: