Translate

14 Mayıs 2018 Pazartesi

"BU MEMLEKET BIZIM..."



Sanat, edebiyat nasıl bir yoldur diye sorsun çocuklarımız!
Şiiri- şairi, resimi-ressamı, romanı- yazarı kendi yaşadığı coğrafyayı, sanatı, daha iyi tanıdıkça, okudukça, gözlem yaptıkça sağlıklı düşünceyi ve düşünmeyi öğrenecek çocuklarımız.
Hayat, ikinci kez çağrılmayacağımiz bir oyun ve bazı şeyler, bir fotoğraf olmaktan çok öte...
Bunun farkındayım ve bu farkındalıkla yaşamın içinde ki rolümü içtenlikle, samimiyetle, koşullu sevmelerden arınmış, koşulsuz sevginin ne demek olduğunu bilecek kadar yaşamla iç içe yaşamaya gayret edenlerdenim.
Sevginin, öğrenmenin, değer katmanın; belli bir inancı, ülkesi, kalıbı, yaşı yok.
İnsanların eylemleri ve söylevleri şüphesiz ki, hayatla olan ilişkilerinin rengini ve biçimini de tayin eder..
Kartal belediyesinin düzenlediği "Çocuk kitaplari etkinliği" ine katilmaktan, çocuklarla birlikte olmaktan çok mutlu oldum.
Etkinlikte değerli dostum Beytüllah hocamda var.
Çocuklar kuş civiltilariyla geliyor
, hadi bu geleceğin ebeveynleri önünde ayağa kalkalım dedim.
Kalkıp aralarına karıştık, unuttuk herşeyi...
Bir ara gözleriyle beni süzen kara elmas iki gözün önüne bağdaş kurdum.
İsmin ne dedim;
Yazgülü, dedi.
Vaay, ne güzel bir isimdir bu... içim şenlendi.
Gözlerinin içi güldür güldür, sarildim bedenine, öptüm gözlerinden.
Sevdiğin bir şair, şairler varmi Yazgül, dedim..
"Mehmet Akif Ersoy" dedi.
Harikasın, istiklâl marşımızı yazan, değil mi?
Eveet, eveet...
Başka varmi bildiğin?, biraz mahçup, yok dedi.
O zaman bugünün anısına beraber Nazim Hikmet'ten bir şiir okuyalım mi?
Bütün çocuklar, bir ağızdan evet dedi;
"Bu Memleket Bizim,
Dört nala gelip uzak Asyadan
Akdenize bir kısrak başı gibi uzanan
Bu memleket bizim
Bilekler kan içinde
Dişler kenetli
Ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak
Bu cehennem, bu cennet bizim
Kapansın el kapıları
Bir daha açılmasın
Yok edin insanın insana kulluğunu
Bu davet bizim
Yaşamak bir agaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardescesine
Bu hasret bizim.."
Şiirlerde buluşmak umuduyla el salladık birbirimize..
Bütüne varmanın ince kıvrımlarında eşelendikçe, ruhların yansımasında hayata dokunarak, adanmışlıkla...
Kesinlikle adanmışlık; hiç bir koşula bağlı olmadan..
Evreni dinleyen yüreğimizin sesine şarkılar, türküler, şiirler kattıkça, aklımızı arındırdıkça, vicdanımızın kapılarını açık tuttukça, düşünce özgürleştikçe ‘sevginin’ bütün evreni kuşatacağına inanıyorum.
Evet, kalben inanıyorum.
Sevginin gücüne sahip olmayana, hayatta hiç bir şey güç vermez...
Koşulsuz sevin seveceğiniz herşeyi, sapla-samanı karıştırmadan sevin...
Sevmış olmak için değil, sevilme ihtiyaci içinde değil, dişinizle, tirnağinizla cesur, cömert, koşulsuz sevin.
Sadece güçlü bir ruh sevgi sunabilir sadece güçlü bir ruh alçak gönüllü olabilir aitlik içinde..
Bu davet bizim, bu çocuklar bızim..


Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: