Translate

21 Temmuz 2019 Pazar

Bir şeyler kalmış hala göz yaşına değecek!

Anlaşmak ne zormuş meğer, düşünceler ne kadar değişikmiş meğer...


Üsluplar, ilişkiler ipek gibi kalbe giden yolda, çiçeklerle bezenmiş olmalı.

İnsanların birbirini gammazladığı, çamurlaştığı, sattığı böyle bir dünya düzeninde, insanlığın parayla ölçüldüğü yerde, haktan söz edilebilir mi?
Haklının mevki ve itibarla belirlendiği yerde adaletten söz edilebilir mi?
Dostluğun, görüntüden ve sahtelikten beslendiği yerde insanlıktan söz edilebilir mi?
Erdemin, çıkar ilişkisi üzerine bağlandığı yerde onurdan söz edilebilir mi?
Emeğin kapı dışarı edildiği, kazancın hileyle büyüdüğü yerde alin terinden söz edilebilir mi?

Hayatınızdaki tüm insanlar ve eylemler bir özelliğimize ayna tutmaktadır. 

Sizin aynanız hangisi ise onu görürsünüz...ve GÖRDÜĞÜMÜZ ne ise biz oyuz...
Hayatı anlamlandırmak, anlamlı yaşamak, önce insanın kendi özünde ki coğrafyayı keşif etmesiyle mümkündür.
Ondan sonra; kendine inanmak, birey olmanın farkındalığına varmak. Hayatımızdan gün çalanlarla değil, hayatımıza anlam katanlarla çoğalmak hayatın içinde sevgiyle...
Bir zamanlar bir dostum ''Yaşamlar,nadidedir, biriciktir; onu anlamlı da anlamsız da kılan yaşmalara sımsıkı veya öylesine tutunmuş ruhlardır...''demişti.

İnsan umudunu kaybetti mi çöreklenir karanlık yüreğinde, hiç bir şeye değmez yaşamak...
Oysa saçlarında güller/ dünyanın en güzel kırları gibi dururken/ Senin sabahına uyanmak umudu da olmasa/ inan hiçbir şeye değmezdi yaşamak...
Yaşamı yedeğimde saklamak değil, yaşamı yaşanılır kılmak ve anlamlı yaşamak istiyorum diye bilmektir, yaşamak...
Yaşamı ciddiye almak; başkalarının kendi olabilme haklarını ihlal etmeden, yaşamın her anını kuşkuya, hesaplara dökmeden ''insan olabilme coşkusuyla'' dünyaya güzel gözlerle, yüreğin derinliğinden bakabilmektir YAŞAMAK!

Vay haline; ağırlık terazısı ve tartanı olup, tartışmasız yaşayanlara...
Vay haline; çorak gönüllerde sevdasız lisanlara bel bağlayanlara...
Vay haline; açları görüp, çok şükür tokuz diyenlere...
Vay haline; aydınlanmanın ışığını yok sayıp, aydınlıklar içinde karanlığa duranlara..



Olcay KASIMOĞLU

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Ne güzel bir anlatım.. Yüreğinize sağlık..