Translate

3 Temmuz 2019 Çarşamba

Kendine mollalar ver,aralıklar yarat

Yaşam bizim içimizde ki bahçemiz, ne ekersek yolumuzu onunla buluyoruz. Seçimlerimiz yaşayacaklarımızın yönünü belirliyor.
Gecenin sabahı soymasıyla birlikte bizde güne soyunuyoruz.
Yıllar yılı devam edegelmiş alışkanlıklar artık rutine binmiştir.
Aynaya bakınca aynı insanı görür, dişini aynı şekilde fırçalar, günü aynı karşılarız.
Sorumlulukların, beklentilerin, umutların, endişelerin yüklendiği yaşam heybemiz hep sırtımızdadır.
Sabahın doğuşu sana yaşam sevincini hatırlatmıyorsa, bunun ayrımında değilsen, dışarı çıkmanla birlikte yükün daha da ağırlaşır.
Birde evin dışında ki yaşamın heybene katacakları var sen buna dur demediğin sürece.
İnsan her an her dakika yeni mucizelerin şahitliğe tanık olacak kadar evrenin içinde donatılmıştır.
Yeter ki içinde ki beslediği şey farkındalık ve onu olumluya çeviren sevgi olsun.
Eyer gerçekten bu hayatın içinde yorulduğunu fark ediyorsan ''Silkelen'' yaşadıklarına bir daha bak, kimsin yada kim olduğunu düşünüyorsun, durduğun yerle olmak istediğin yer arasında mı geçiyor ömür, o zaman dur dinle kalbinin sesini.
Zihnin ve yaşamın bu kadar çok gürültüyle doluyken sezgilerini ve özünün fısıltılarını duyman zor. Kendine molalar ver, aralıklar yarat.
Seçimlerinin sonuçlarını deneyimle,farkındalık yarat,farkındalık birey olmanın özüdür.
Doğru ve yanlış gözlüklerini çıkart yaşamı önyargısız deneyimle.
Silkelen,İçindeki güdüleri gör.
Zihnindeki sesleri dinle.
insanların içine bak, yaşamlarının ardındaki sesiz çığlık neyi haykırıyor?
insanlar etiketlenmemek için nelerden vazgeçiyor, ne bedeller ödüyor.
Sadece kendin olmana izin vermekte, kendini deneyimlemeyi seçmektesin.
Hep deriz yarın yoktur,
O an “şimdi”dir. Şimdi her an da mevcuttur. Yarın bir gün değil, belli şartlar yerine geldiğinde değil. Şimdinin eşiği sürekli “şimdi”dedir.
Yuvanın içine aktığı an “şimdi”dir.
Tanımlamaları, beklentileri bir kenara bırak ve kendi özüne sahip çık.
yYşam hatalarıyla, sevaplarıyla, renkleriyle bir armonidir. Yalnız tek bir farkla . Elimizde kalanlardan geriye baktığımızda bizi bu hayata taşıdıkları için teşekkür edip bazılarını kladığı yerde bırakıp, bizimle yola devam etmesi gerekenleride yanımıza alıp yolumuza devam etmeliyiz. Budur bizim kendi olmamız ve farkındalığımız.

 Yol verebiliyorsak bizi bizden koparanlara ve alıp konumuza besliyorsak yeniden,yeniden yaşamı ve içindekileri odur olmak istediğimiz yer.
Bundan sonrası ; olman gerektiğini söyledikleri veya olduğunu sandığın sahte benliklerini itme ve öz farkındalığını haykırmak zamanıdır artık.

Komplo teorilerini, gizli gündemleri, dünyayı kontrol eden güçleri bir kenara bırak. yaşam daha sade ve çok daha hakiki bir şey.
Oysa biz bir tek ırk istiyorduk, adı insan olan. Kim olduğumuz gerçeği, içinde yaşadığımız dünyanın kalıplarıyla açıklanamaz, . Sahte olan, hakikatin ışığıyla aydınlanacaktır. Her zerre öze dönecektir.
Kendimize yolculuklar başlattığımız zaman,
Yaşadığın hastalıklar, keyifli bir anda içine akan o huzur, bir yakınının ölümü gibi durumlar bize yaşamdan bir göndermedir aslında,silkelen çık aydınlığa,koca bir dünya, insanların zaaflarından arınmış bir doğa, bir çocuk şefkati ve gülümseyen yüzlerin ibadete çağırır gibi bizi çağırması yaşamın döngüsü değilde nedir ?
.
Bırakalım insanları ve şartları suçlamayı. Hiç bir şey yaşanmış anları geri vermiyor. Zaman en büyük tarlamız. Çapalarken otlarda, ayrık otları da olacak,çalılıklar, kumlar ve otlar en sonunda neyi bulmak istiyorsak ne ektiğimize bakacağız.
Gülse gül, dikense diken.
Seçer ve izin verirsin. Yaşamın kendine özgü ve çok boyutlu bir işlevsel dinamiği vardır. Bu dinamiği anlayamazsın, anlaman da gerekmez. O hareket halindeki enerjidir ve seçimlerine cevap verir. Gündemsizce, plansızca sadece akar ve forma bürünür. Evreni anlamaya çalışma. Bırak o kendi işini görsün.
Sen birey olmayı başardığında evrenin çeşitliliğini kendin zaten göreceksin.
Çeşitlilik zenginlik ve özgünlüktür. Her parça kendine has bir benzersizlikle özün tezahürüdür.
Murat edilmiş olan, özgünlüğünü bütünlük içinde yaşamandır.
Bilincini içine çevirdiğinde göreceksin ki;
Onlar da “Sen”i bekliyor, “Sen” i arzuluyor. Sen, “Gerçek Sen”i arzuluyorsun.
Ve O’da senin dönüşünü arzuluyor.

Olcay Kasımoğlu  

Hiç yorum yok: