Translate

31 Temmuz 2019 Çarşamba

Kalbime giden yol nereden geçer, artık biliyorum.

Fotoğraf açıklaması yok..
İnsanlar sevilmek için kusurlarını gizleme gereği duyarlar. Aslında  hiç kimse zaaflarına, zayıf anlarına, hatalarına tanık olmadığı birini gerçekten sevemez.  
İnsanız hepimiz hata yapabiliriz ama yaptığımız hatanın kendisinden daha önemli ve belirleyici olan  o hatadan sonra nasıl davrandığımız-dır. 
Caz Trompetçisi Miles David, '' Yanliş notaya bastığınızda bunun iyi mi kötü mü olduğunu belirleyen bir sonra bastığınız notadır'' der. 
Biliyorum artık....nerede durulur, nerede susulur, gözler ne konuşur....
Öyle çok değerliymiş ki zaman, kendimi aradıkça anladım...
Usta ''sevgiyi seçen kişiymiş'' her durumda, her koşulda, anladım...
Hepimiz sevgiyiz ve sahip olduklarımızı paylaşır.
Sevgi her şeydir..
Ve aşk;
Hiç bir aşk mükemmel değildir, zaten mükemmel aşkta yoktur varsa da aşk değildir.
Ama bir şey var ki, en yoğun olduğu anlarda bile seni düşündüğünü hissettiriyorsa ,sen onun için anlamlısın ve değerlisin.
İnsanlara hiç kimsenin günde yirmi dört saat boyunca sevemeyeceği öğretilmeli; dinlenme dönemlerine ihtiyaç vardır ve hiç kimse emir üzerine sevemez.
Sevgi kendiliğinden olan bir olgudur. O ne zaman olursa olur ve o ne zaman olmazsa olmaz.
Mesele günün her anını seni düşünerek geçirmek değil, geçen zaman içinde yaşama senide kattığını, değerli olduğunu hissettirmek... 
Böyle bir insan zaten sağlıklı düşüne bilen bir insandır, bilir karşısındakinin de bir insan ve et parçasından ibaret olmadığını.
Onu değiştirmeye çalışmayalım, çözümlemeye kalkmayalım.
Kendimize empoze değil onun kendi olmasını sevelim ve seni var olan özelliklerinle seven bir insanı kendimize benzetmeye çalışmayalım,ona kendi olma fırsatını verelim.
Bizi mutlu ettiğinde gülümseyelim
Kızdırdığında fark etmesini sağlayalım. İhmal edildiğimizi düşündüğümüzde nedenini soralım, aldığımız cevap bizi tatmin etmiyorsa bir sorun var demektir.
Bu, ilişkimizi tekrar gözden geçirmek için bir sinyal olabilir. Kendimize öz eleştiri yapalım, kesinlikle onu haklı göstermek için kendimize duygusal baskı yapmayalım.  Kalbimiz rahat değilse muhakkak yolunda gitmeyen bir şeyler vardır.
Bu illa sevmediği anlamına gelmez. Sadece her iletişim özen ve itina ister.
Eyer kendimizi özel ve iyi hissetmiyorsak bir daha düşünmek ve karşında ki insanı yıkıcı değil ama çözüme ulaştıracak geniş bir bakış açısıyla yeniden gözden geçirmek gerekir.
Kim bilir belkide hiç ummadığımız bir ayrıntı nice yollar çizer.
Yeter ki niyetlerimiz temiz olsun, yoksa bu dünyada her şeyin bir çözümü ve yolu var.
Zor olan ne istediğini bilmemek yada ne istediğine karar verememek.
Nice insanlar var parasıyla konuşur, kimileri doğuştan sahip oldukları artıların onlara sağladığı imkanlarla merdivenleri atlar. Kimi ise o merdivenin basamağına gelmek için bile bir ömür harcar.
Ne olursa olsun yüreği ve dünyası geniş insanlar er veya geç olgun ve doyumlu olurlar.
Şayet ruhun atlası sevgi değilse ne yaparlarsa yapsınlar boş.
En sonunda yine boş tencerenin çıkardığı sese dönerler. 
Sıcaklığını, samimiyetini, gülüşünü bize koşulsuz bağışlayan insanı bulduğumuzda sımsıkı sarılalım, sarılırken yanında huzuru buluyorsak o bizim cennetimizdir ve insanın içinde yaşayabileceği  tek iklim sevgidir.
Zaten hakiki sevgiler aydınlatandır, sorgulamalara ihtiyaç duymaz...

Sevin,sevilin... geçiyor seneler😊

Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: