Translate

12 Temmuz 2019 Cuma

"Hüzün ki en çok yakışandır bize"

Ne yaparsak yapalım kimilerine hayat öğretir ,kimilerine ise hayat da öğretemez..
Yanlış yaşam biçimleri hem insanın kendisine hem de çevresine zarar vermeyi sürdürür gider.. 
 Birde ortam zehirleyici insan tipleri var ki yaşamı zorlaştırır hatta kimi zaman mekan ve yer değişikliğine BİLE neden olurlar. 
Okuyalım bakalım;
.''Kendi ihtiyaçlarını diğerlerinden daha önemli ve acil zanneden “benciller”,
• Kuralların kendileri için değil de diğerleri için koyulmuş olduğunu düşünen “asiler”,
• Sorumluluk üstlenmekten kaçan, sürekli etrafını suçlayan “hamlar”,
• Kendi istedikleri olmayınca sorun çıkaran “huysuzlar”,
• Öfkeli, sivri dilli, saldırgan tavırlı “kavgacılar”,
• İğneleyici ve küçümseyici sözlerle etrafta sürekli negatif bir hava estiren “kibirliler”,
• Hemen her konuda kendi görüşünü herkese kabul ettirmek isteyen “çokbilmişler”,
• Her durumu dramatikleştiren, sürekli sızlanan ve her şeyden şikayet eden “mızmızlar”,
• Egoları şişkin, kendilerini mükemmel zanneden ”narsistler”,
• Her şeyi kontrol altında tutmaya çalışan ve etrafındaki herkesi bu aşırı kontrolle kasıp kavuran “obsesif-kompulsifler”,
• Her durumda mutlaka olumsuz bir yön bulan felaket tellalları.''
İçlerindeki kötülüğü zapt edemeyen insanlar hepimizin çevresinde var. Kendilerine yenik düştükleri yetmiyormuş gibi bizi de zehirlerler.  Onlar hayatın zaten var olan zorluklarını bir kat daha artırırlar. Bulundukları ortamda kamplaşma, kutuplaşma ve çatışma yaratırlar…
Önemli olan da bunların farkında olup bu zehirli tiplerden mümkün mertebe kendimizi korumak.

Kültürel endüstri tüketimi, finans ağlarının eklemlendiği yaşamlar, çarpıcı, yarıcı, bölücü kutuplaşmalar ,gurme restoranlar, cam kuleler -rezidanslar ... açlık, sürgünler, ırkçılık tüm bunların hakim olduğu korkutucu tüketimin şiddeti ........ölümler, çocuklar, kadınlar, gençler..paranın şiddetinin altında ezilen yükü taşıyamayanlar yeni dünya vatandaşlığı bu mu?
Dünün, bugünün, geçmişin tüketilmesinden çok yorulduk. Barış, umut, insan yan yana gelemiyor.
Her yeri kirletiyoruz ,çevrelerin kirliliği duygularımıza, düşüncelerimize, düşlerimize yansıyor.
Dışımızın kiri içimize, iç dünyalarımıza, içimizin kiri dışımıza vuruyor. Kabalık, sığlık, duyarsızlık...Tükendiğimiz yaşam çevreleri, düşler, düşünce ortamları....birbirimize rastlıyoruz ama karşılayamıyoruz. Onun için her zaman çok sevdiğim ve her gün kendime söylediğim "hüzün ki en çok yakışandır bize" diyorum tüm kötülüklere, kalınlıklara karşı... zamanı hayata kaptırmadan başka yerlerinden sökmeyi becerebilmek başarı olsa gerek...sıcak sevgiler dileğiyle, içimde hiç kimse için nefret yok...
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: