Translate

26 Temmuz 2019 Cuma

İnsan ''YAŞAMSAL DEĞER TAŞIYAN'' hiç bir şeyi unutmamalı.


İnsan, zaafları olan bir varlıktır; varlığının anlamını içselleştirmemiş ise, hep tekrarları oynar. Sonra serzenişler karışır söylemlere ” Ben akıllanmam diye” oysa sorun akılda değil, aslolan yaşadıklarımız karşısında takındığımız tutum ve davranışlarımızdır, 
Sorumluluk bilinci olgunlaşmamışsa bir insanın verdiği sözleri unutur, yerine getirmeyeceği sözler verir, niçin verdiğini bile unutur.
Hep başkalarını kötüler; kendini yüceltmenin yolunun sadece başkalarını eleştirmekle değil, kendini geliştirmekle olabileceğini unutur.
Zamanını boş yere harcar; zamanın ne kadar değerli olduğunu unutur. Hep birilerini suçlar, kendine ayna olmayı unutur.
İnsanın bu beşeri özelliği en çok politikacıların ve sistemin işine yarar. İktidara geldikten sonra verilen sözler unutulur. Söylemlerin içeriği unutulur. Zamanla halk da unutur verilen sözleri, işin aslını, kaydını, köşesini velhasıl her şeyi unutur. Gün gelir acı verenleri, haksızlık edenleri de unutur.
 ”Bahçeye emek veren, bahçıvan unutulur. Duvar örüldükten sonra, duvarcı da unutulur.” velhasıl, insan nankördür unutur…

Oysa insan, yaşamsal değer taşıyan hiç bir şeyi unutmamalı. Bunun içinde, yaşamın dinamikleri ”İNSAN,BİLİM, BİLGİ” ışığında, olayları ve yaşamı sorgulayabilmeli!

İnsanın, tarihsel gerçeklerle yüzleşmesi, var olduğu evrende yaşadığı siyasi ve toplumsal olaylara; insancıl, önyargıdan uzak, insanı yaklaşımlar oluşturabilmesi için akıl ve kalp yolunun, hırslardan, egodan ve kibirden arınmış olması gerekir.
Her şeyden önce, yaşadığımız toplumda bir kargaşa ve kaos gördüğümüzde kendimizi güncellememiz, bilgi edinme yollarımızı tarafsız ve adil yapmak için ‘(Kişisel menfaatlerden uzak) araştırma yapmalıyız. Ancak o zaman bilginin ve bilimin ışığında, doğrunun ve adil olanın yanında yer alabiliriz.

Yeri geldiğinde bazı şeyleri unutmamak, hatırlatmak gerekir. Yaşamın gidişatını sorgulamayan, tarih bilinci olmayan, bilimin gerçeğine sırtını dönen insanlar her zaman ülkesine ve geleceğine zarar vermiştir. Unutmanın bu boyutu, tekrarlara doymaz.
İnsan ''YAŞAMSAL DEĞER TAŞIYAN'' hiç bir şeyi unutmamalı.
Hayatta kalma çabamız;karşılıklı kar sağlayan bir alışveriş düşüncesi, satın alma açlığı üzerinden yükseliyor ise vay halimize.
Neye, nasıl, niçin karşı tavır almamız gerektiği konusunda yeterli bilgi sahibi değilsek, tutarlı ve istikrarlı bir fikrimizin olması da mümkün değildir.
Tamamen duygusal ve kişisel hesaplar etrafında dönüp dururuz.
İnsanın tarihsel gerçeklerle yüzleşmesi, yaşadığı siyasi ve toplumsal olaylara; insancıl, ön-yargıdan uzak, insanı yaklaşımlar oluşturabilmesi için; akıl ve kalp yolunun; hırslardan, egodan ve kibirden arınmış olması gerekir.
Yaşamın gidişatını sorgulamayan, tarih bilinci olmayan, bilimin gerçeğine sırtını dönen insanlar her zaman ülkesine ve geleceğine zarar vermiştir. Unutmanın bu boyutu, tekrarlara doymaz.

Yıllardır darbeyle, cuntayla; demokrasiye kast edenler hep kara bir leke olarak hafızalara kazıldılar, kazılmaya da devam edecekler..

Ülkemizin, çocuklarımızın geleceği için birbirimize sahip çıkmalıyız.
Yanlışlarımızdan dersler çıkararak, birbirimize düşman değil, bu ülkenin ortak değerleri adına çok geç olmadan birbirimize kenetlenmeliyiz.
Bütün egolarımızdan,zaaflarımızdan, kindar söylemlerden uzak, ülkesine, dünya barışına; saygılı,erdemli bireyler olarak, yeniden silkelenmeli ve yeniden sarılmalıyız bizi var eden değer yargılarımıza.

''Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın'' mantığıyla yaşayanlara da yuh olsun !!
Şişkin egolarımızı söndürme-dikçe, havasını indirmedikçe, birbirimizle değil konuşmak aynı gökyüzünün altında aldığımız nefesi bile birbirimize haram kılacağız !!
olcay kasımoğlu

Hiç yorum yok: