Translate

30 Temmuz 2019 Salı

Bir yara bir ömrü nasıl kanatır...

İnsan özgür doğar, sonra kalıpların içine alınır. Mülkiyetin değer kazandığı kapitalist düzende, mülkiyete sahip olanlar, olmayanların üzerin de adaletsiz yöntemlerle kendilerine bağımlı kılarlar.
Bu tarz insanlar, bilim ve eğitimi özel mülkiyetli sistemin eline vererek maddi ve ahlakı gelişmeyi, kendi tekelinin dışında oluşmasına izin vermezler. 
Buda yetkili mercilerin sözsüz ve sorgusuz bir insan topluluğu yaratılması amacına hizmet eder. Aslında bunlar birbirine bağlıdır.
Dünya üzerinde her şeyin bir karşıtı vardır.
Biz buna karşıtların mücadelesi diyoruz. Bütün değişimlerin kaynağı da budur. Dünyayı doğru yorumlamaya başladığımız andan itibaren, sırlara nail olmanın ve değişimlerin dünya üzerindeki gücünü ve nedenlerini kavradığımızda, nicel birikimler nitel sıçramalara neden olacaktır...


Ve uyuyan Bilinç toplum olaylarına duyarlı değildir, ben merkezcilik ve bencillik hakimdir. 

''Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın'' onun için en uygun baş slogandır yada anlamının doğurdu gibi duyarsız, insancıl olmayan yaklaşımlar içerisinde kendi dünyasını haklı kılmaya çalışır.
Böyle bir bakış açısına hoşgörü beklemek, sağlıklı bir insan beklentisi değildir.
Oysa eylemlerinden sorumlu bir varlık olmak, bir kişinin ne yapması gerektiğini belirlemeyi de içermektedir ki bu da bilgi sahibi olmayı, güdüler üzerinde düşünmeyi gerekli kılar.


Bütün bunlarla birlikte dünyada ki bütün kötülükler neredeyse her zaman cehaletten kaynaklansa da bazen olması gerekenler yeterince anlatılmamışsa ve aydınlatılmamışsa, iyi niyet de kötülük kadar zarar verebilir.
Bu nedenledir ki bir amacımız olsun.
Amaç, hayatın da neyin gerekli olduğunu, neyin gereksiz olduğunu bilmek demektir.
Amaç, insana dürüstlük bilincini verir. 

Hedefinden sapmadan, insana durmayan amaçların etki alanına girmeden ve onlar tarafından aldatılmadan ona odaklanmak gerekir.. Özellikle en zor şartlarda amacımızı hatırlayalım.
Amacımızı gerçekleştirdikçe yaşamımız da zenginleşecek. Ufkumuzun neresi olacağını başkalarının inisiyatifine bırakmamalıyız...


Taşla dolu olan çok sayıda kalp var. Kalpleri taşla dolu insanlarla birlikte yaşamak kolay değil. Bu tarz insanların düşünceleri çarpıktır, düşleri kuraktır.
Bilgeliğe, akla, kendilerine ait olan sevgiye bile ulaşamazlar.
Bütün mesele bunları şu dünyanın içinden bulup çıkarmak.
Sevginin kendi gerçeğini keşfettiği, ruhun sevgiyle demlenip insanların yüreklerinde iyilik tohumları olarak başak verdikleri gün-günler ''onurlu yaşamın'' sevinçli günleri olacak...İnanıyorum, olacak...


Bana düşlerini anlat 
Kendine sakladığın
Ne varsa...
İçimde ki gülüşleri
Sana vereyim
Gölge de kalan yanın tomurcuklansın
Kimse bilmez
Başkasının içinde ki acının rengini
Bir yara
Bir ömrü nasıl kanatır
Bırak yaşanmışlıkları geri de
Sabaha söylenecek söz bırakma dan
Her yanımız olsun bahar bahçe...


Olcay Kasımoğlu


Hiç yorum yok: