Translate

20 Temmuz 2019 Cumartesi

Bir şeyi yanlış anlamaktansa anlamamak daha iyidir.

Geleceğimize sahip çıkmak zorundayız.
''Geleceğe el atmayan, gelişme, iyileşme umudu olmayan bir yaşamın ne değeri olabilir?''
Hani derler ya "ÖZÜN" neyse "SÖZÜN"de o olsun.
Akıllı insan;
Düşündüğünü söyleyen değil, söylediğinin sorumluluğunu ve getirdiği sonuçları da bilerek, üzerine alarak konuşan insandır.
Egolarından arınmış, ruhsal olgunluğa ulaşmış insan;
İnsanlığın doğuştan yaşam hakkı olan değerleri sonuna kadar savunabilen, evrensel değerleri içselleştirilebilen insandır.
Vicdan ahlakı olan insan;
Aklın ve bilimin ötelenmesine, doğanın talan edilmesine, yaşam hakkına, özgürlüğün önündeki engellere, zulme, açlığa, yoksulluğa şiddete, haksızlıklara, eşitliksizliklere, hukuksuzluğa, adaletsizliğe, yalana, talana, egemen olana, dayatmalara, cinsiyet ayrımcılığına sonuna kadar hayır diyebilme cesaretini ve yürekliliğini gösterebilen insandır.
Çıkarlar şahsı ve ideolojik olmadığı sürece...sadece bir kesimin ayrıcalığı olmadığı sürece ve kişisel hesaplar üzerine kurulmadığı sürece;
Kendi istemini kendi belirleyen, yaşamına sahip çıkan ve başkalarının yaşamı üzerinden kendine prim yaratmayan insanlar her zaman değerli ve kalıcı olarak yaşam da var olacak ve var olmaya devam edecekleridir..
Bazen, anlamak hoşumuza gitmiyor; anladığımız şeyleri değiştirmeyince ruhumuzun ayarı bozuluyor. Sadece büyümüş bedenlerin içinde kendimize gizli saklı yaşıyoruz, yüreğimiz üşüyor, ne garip değil mi ?
Ne güzel demiş İ.Hakkı Tonguç;
"İnsan, halka yararlı bir iş yapmadan ölmeye utanmalıdır."
Bizde, geçmişimizin içinden geçerek, kendimizi yeniden eriterek, kendi içimizde kaybolmadan; düşünerek ve derinleşerek kendimize düşen insanı sorumluluğumuzla geleceğimize sahip çıkmalıyız.

Hiç yorum yok: