Translate

20 Temmuz 2019 Cumartesi

Büyükada ve Kitap Festivali

 Yaşam İşleyeni Severim...
Kitap fuarlarını gezmek, film izlemek, tiyatroya gitmek, tarihi mekanları gezmek, doğa gezileri yapmak, resim galerilerini dolaşmak, farklı kültürleri tanımak ve içselleştirmek bize ne katar?
Bunun bir çok cevabı olabilir.
''Kendini ve ötekileri daha iyi anlamak,
İlişkilerindeki aksaklıkları gidermek,
Sorunlarına farklı bakış açılarıyla bakabilmek ve çözüm üretebilmek,
Gündelik ve varoluşsal zorluklara karşı daha esnek ve dayanıklı olmak,
Bireysel potansiyelini gerçekleştirmek,
Hayatını anlamlandırmak ve yaşamını renklendirmek.'' Bu liste uzar gider.
İnsan yenilenmek, gelişmek ve bütünlenmek için sanata sığınır. O zaman öze değmiyorsa ne işe yarar sanat ?
Sanat, sonsuz dokunuşlar ve istikrar istiyor.
İnsanın ruhuyla dokundunduğu her şey; bilince yepyeni oyun taktikleri öğretebilir.
Kitap kokusunun, insan kalabalığının, ayak seslerinin iç içe geçtiği Büyükada'da yaşamın ortak nabzı yine sanat ve sanatı anlamlı kılan insan faktörüydü.
Hepsi değerli, hepsi yaşama dair bir anlam ve mana peşinde. Sorgulayan bilinç, anlam katan sevgi iç içe geçmişti.
Stantları küçük evlere benzettim ve bu evlerin bahçelerinde kitaplar harman yerine dönmüş. Kimi okuyucu sadece seyrediyor, kimi kokluyor, kimide dokunup bir önü bir arkayı çevirip, gözleriyle süzüp yerine koyuyor.
Kimide hem dokunuyor, hem kokluyor, hemde alıp koynuna koyuyor, söyleşeceğiz seninle der gibi kendi bahçesi için tomurcuklanmış kitapları alıyor.
Bunca dünya şamatası içerisinde herkes bir ahenge içinde, kalpler aynı amaç için çarpıyor.
Ne savaş çığırtkanlıkları atılıyor, ne şehrin göbeğine beton dökme planları yapılıyor, nede politikanın çığırtkan ayak sesleri duyuluyor, kitap kokusu burnumuza sırnaşıyor.
Bilgi ve eylem, insanı değiştiren iki temel araçtır. Ne sırf bilgi, ne de sırf eylemle köklü bir değişim gerçekleştirilemez.
Üreten insanların saygısını, başkalarındaki en iyiyi bulabilmek ve dünyayı olduğundan biraz daha iyi bırakarak terk etmek, sırf siz yaşadınız diye bir insanın daha rahat soluk almış olduğunu bilmek… İşte, başarmış olmak budur.
Neye inanıyorsak oradayız, neyi seçiyorsak onu yaşıyoruz.
Yaşama değer katan sanat, hep öncü olmuş ve farkındalık yaratmıştır.
Yaşamın aydınlık, güzel ve düzenli bir nitelik taşıyabilmesi için bu dünyaya edebiyatla, şiirlerle, resimle tutunmak ne hoş..
İnsan insana tutunarak yaşar. İnsan insanla çoğalır..
Bugün her zamankinden daha çok tehdit altında bulunan dünyayı, insanın yaşamasına uygun kılmak ve evrensel barışın egemen olmasını sağlamak için insanların, toplum ve kültürlerin farklılıklarını birer zenginlik olarak gören anlayışa ve birlikte yaşama sanatını öğrenmeye büyük bir ihtiyaç bulunmaktadır.'
Fuarlar gibi etkinlikler de söz konusu böyle bir yaklaşımla yaşamın yaşamsal önem taşıyan bütün odaklarına dokunmayı hedeflemektedir.
Bunu kitapla, resimle, şiirle, heykelle ifade etme yoluna gitmektedir. Hepsinin kendi içinde ayrı bir çekim kuvveti var.
İnsanı insan yapan en büyük özellik, üretim, paylaşım ve doğa ile bir bütünlük içinde, huzurlu ve güven ortamında, yaşama devam etmek, hayatın anlamına, bütünlüğüne güzellik katmaktır.
Kitap fuarında keşfedilmeyi bekleyen ne çok kitap ve ne çok insan o kitapların oluşmasında emek ve çaba harcamış.
Ve bir o kadar yaşanmışlıkların, deneyimlerin, geri bildirimlerin iz düşümü yeniden anlamayı ve sorgulamayı bekliyor.
Sanatın her dalına olan susamışlığımla bende bu deryaya bir damlada olsa taşımak istedim.
Büyükada Kitap Fuarı'na emeği geçen ve emeği onurlandıran herkese en içten dileklerimle teşekkür ediyorum.
Saygi ve Sevgilerimle💙

Hiç yorum yok: