Translate

1 Temmuz 2019 Pazartesi

Bir insan neye inanıyorsa odur.

Sağlıklı sevgi anlayışıyla büyümek, ahlaki olgunluğa erişmek, iyiliğin ve sevginin parçamız olduğunu bilmek, yaşamı ve insanı değerli görmeyi sağlıyor.
Önemli olan, yaşadığımız acı tatlı, iyi kötü, olumlu olumsuz her ne deneyim varsa her birini özümsemektir. Yaşamımız onların bütününden oluşur.
Önemli olan kişisel sorumluluğumuzun olduğu yerleri kabul etmek ve tekrar çabalamaktır.
Ne olursa olsun, insan yaşamı değerlidir ve öncelikler konusunda topyekün bir hesaplaşmaya ihtiyacımız var.
Anton Chekhov *Bir insan neye inanıyorsa odur* der.

Ne olursa olsun; kendimize inanmak çok önemli. Kendimize inanmazsak yeteneklerimizi geliştiremeyiz.Anlaşılır ve tutarlı olmak karşımızdaki insanlara doyum verir, bunun cinsiyeti yoktur. Biz bu algının ve bilincin farkındalığını fark etmemişsek, birey olmayı başaramamışsak, başkalarının bize biçtiği rollere inanırız. Kendi yaşam manifestomuzu oluşturamayız.

“Güzel ruhların, güzel vücutlar kadar sevilmediği bu dünyada, birbirimize güzel olan neyi öğretebiliriz ki ? Kimsenin kendi günahlarına üzülmediği bu dünya da, kim hangi ruhu terbiye edebilir ki?” Alıntı

Kibarlık, yalnızca “teşekkürler, lütfen” demekten ibaret değildir.
Bir de, zihinsel kibarlık vardır: başkalarını dinlemek ve kendi fikirlerimizi onlara sunmak, samimi içten ve anlamaya niyetli olmak.
İnanıyorum ki dünyada *sevgisizlikle birlikte, yanlışlığın hükmü başlar* biz bu hükme geçit vermeyelim.
Bizim hükmümüz bu olsun ‘YAŞAMALI VE SEVMELİ” yüreklilik ve güç verir insana..
”Sonuçta, bütün bu olumsuzlukların en büyük sebebi, adamın kendini “Ben” bilmesinin doğru olduğu varsayımı üzerinedir. Oysa ”BİZ’ olmak hayatı yudumlamaktır…Ben yok ”BİZ” bu kadar”.
Güçlü bir kadın olmanın yanın da ”mutlu” kadın olmak, bence sevdiklerimize ve kendimize en büyük armağandır.
Kadın yada erkek, sonuçta yaşam sevinci aynı yerden beslenir, yani yürekten.
Sevgiyi değerli kılan bütün güzel insanlara (!)

Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: