Sevgiyle yaşamak ve sevgi için yaşamak dururken, bir insan ömrünün sonuna ya da zaman onu azat edinceye kadar kendi koyduğu kurallarla, korkularla, endişelerle, kaygılarla neden yaşamını kabusa çevirir ki?
Yetişkin olmanın incinen duyarlığı ile hep korkmuşumdur bundan.
Oysa yaşamak kaygısından sıyrıldığımız zaman, yaşam değişir, kımıldar yer değiştirir, dönüşür.
Oysa yaşamak kaygısından sıyrıldığımız zaman, yaşam değişir, kımıldar yer değiştirir, dönüşür.
İkiyüzlülüğün, sahtekarlıkların, ucuz övgülerin olduğu ortamlardan, katı, toleransı olmayan insanlardan kendim olmak adına mümkün mertebe uzak duruyorum..
Soğuk, ıssız ve eğreti bir gülüşle hayatı anlamlandırmaya çalıştıkça karşımıza yeni hesaplarla yeni yüzler çıkıyor. Yetişemiyoruz ikircikli hesaplara.
Ucuz basma kalıp söylemler, iki yüzlü, içtenliğini yitirmiş dostluklar, çıkarcı ilişkiler, onursuz davranışlar, insanın yüreğini incitiyor. Lağım çukurlarına döndü serzenişler.. Susmanın sınırını tüketiyoruz, tiksindiriyor ucuz çıkar ilişkileri…
Ucuz basma kalıp söylemler, iki yüzlü, içtenliğini yitirmiş dostluklar, çıkarcı ilişkiler, onursuz davranışlar, insanın yüreğini incitiyor. Lağım çukurlarına döndü serzenişler.. Susmanın sınırını tüketiyoruz, tiksindiriyor ucuz çıkar ilişkileri…
İnsan, fırından taze çıkmış ekmek gibi dumanı tüte tüte, gözlerinin içi güle güle ve bir tohumun dipdiri patlaması gibi... Işığa ve akışa gizemli bir geçiş sağlayan, bütün mışlardan, muşlardan arınmış olarak...Küçük duyarlılıkların sırrına erişmeli...
Ölümün olduğu bu dünyada, hiç bir şey yaşamdan daha kıymetli değil.
Ölümün olduğu bu dünyada, hiç bir şey yaşamdan daha kıymetli değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder