Translate

7 Aralık 2019 Cumartesi

Yüreği Derin Olanı Severim..

Ey pervasız zaman
Onlar sadece düş diyorlar sana
Oysa çiçekteki koku bin yıllık tazelikte
Yeter ki akan su ol ve fısılda
Duyacağım seni nasıl olsa
Sevgiyle yaşamak ve sevgi için yaşamak dururken, bir insan ömrünün sonuna ya da zaman onu azat edinceye kadar korkularla, endişelerle, kaygılarla neden yaşamını kabusa çevirir ki?
Oysa yaşamak kaygısından sıyrıldığımız zaman, yaşam değişir, kımıldar yer değiştirir, dönüşür.
İkiyüzlülüğün, sahtekarlıkların, ucuz övgülerin olduğu ortamlardan, katı, toleransı olmayan insanlardan, bencillerden, sevmeyi bilmeyen kısır yüreklerden kendim olmak adına mümkün mertebe uzak duruyorum.
Ucuz basma kalıp söylemler, iki yüzlü, içtenliğini yitirmiş dostluklar, çıkarcı ilişkiler, onursuz davranışlar, insanın yüreğini incitiyor.
İnsan, fırından taze çıkmış ekmek gibi dumanı tüte tüte, gözlerinin içi güle güle ve bir tohumun patlaması gibi... Işığa ve akışa gizemli bir geçiş sağlayan, bütün mışlardan, muşlardan arınmış olarak... küçük duyarlılıkların sırrına erişmeli...
Ölümün olduğu bu dünyada, hiç bir şey yaşamdan daha kıymetli değil.
Yaşamda bir duruşu olanlar, özü sözüyle barışık olanlar, kendini bilenler, güzel sevenler, paylaşmayı bilenler, ilkeleri olanlar yüreğinize dert değmesin.
Uzak dursun bizden kökü çürükler, gösteriş budalası sonradan görmeler, sözü bedeninden önce gelenler, kibirliler, soytarılar, şımarıklar bizden uzak dursun....
Severim, gül tomurcuğunun bir damla çığ tanesi için titremesini.
En derin acılarda bile içini serin tutanı, yüreği derin olanı severim.
Şefkatli elleri, sevdası için baş koyanları severim...

Hiç yorum yok: