Sanat Çağdaşlıktan, Çağdaşlık Demokrasiden, Demokrasi ÖRGÜTLÜLÜKTEN beslenir.
Bilinçlenmek ve İnanmak aydınlığa...
Kendini dürüstçe ifade edebilenler, yaşadığı dünyaya değer kata bilenler, ilim ve bilim yolunda üretenler kendilerinden söz etsinler.
Kendini dürüstçe ifade edebilenler, yaşadığı dünyaya değer kata bilenler, ilim ve bilim yolunda üretenler kendilerinden söz etsinler.
''Kötü şeyler gördük.
. Savaşlar, katliamlar,
ölen-öldürülen çocuklar gördük.
..Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.
Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar,
her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.
.... Biz de öldük.
Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.''Alıntı
. Savaşlar, katliamlar,
ölen-öldürülen çocuklar gördük.
..Kendi dilini, kendi kültürünü, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük.
Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar,
her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük.
.... Biz de öldük.
Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik.''Alıntı
Düşünmeyi, düşündüğünü ifade etmeyi, farklı düşünceleri dinlemeyi , gerektiğinde uygun bir biçimde itiraz etmeyi, sorgulamayı olanaklı hale getirerek, özgür bir birey olmanın yollarını açarak, kollarımızla, yaşamı ve içindekileri kucaklamalıyız.
Şiddetin, egemen olanın; bildiğini okuma ve okutma trajedisi o kadar uzun zamandır devam etmekteki, bunca telaşın, şaşkınlığın dip yaptığı insan coğrafyasında, yine insan kalbinin kendisiyle kavgası, yazılmaya değer tek şey gibi görünüyor.
Etrafında idiler, şaşkın, darmadağınık,
bilgece dönmüştü o, kendi iç dünyasına;
ait olduklarını terk ediyordu artık,
bırakıp gidiyordu bir yabancıcasına.
bilgece dönmüştü o, kendi iç dünyasına;
ait olduklarını terk ediyordu artık,
bırakıp gidiyordu bir yabancıcasına.
En derin fiilleri ona öğretmiş olan
çok eski bir yalnızlık inmişti üzerine;
şimdi zeytinliklere gidecekti o yine,
şimdi tüm sevenleri kaçacaklardı ondan.
çok eski bir yalnızlık inmişti üzerine;
şimdi zeytinliklere gidecekti o yine,
şimdi tüm sevenleri kaçacaklardı ondan.
Kendi davet etmişti onları son yemeğe
ama (bir atış gibi kuşları daldan göğe
dağıtan) ellerini uzanırken ekmeğe
dağıttı bir sözüyle : Uçtular ona doğru
ama (bir atış gibi kuşları daldan göğe
dağıtan) ellerini uzanırken ekmeğe
dağıttı bir sözüyle : Uçtular ona doğru
çırpındılar masanın çevresinde korkuyla,
bir çıkış aradılar: O her yerde mevcuttu,
alacakaranlık bir vakit gibiydi ama.
bir çıkış aradılar: O her yerde mevcuttu,
alacakaranlık bir vakit gibiydi ama.
Rainer Maria RİLKE
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder