Translate

12 Haziran 2020 Cuma

Gün Umut

Bizi biz yapan söylediklerimiz değil, uygulamaya geçirebildiklerimizdir. Ve hepimizin yaşadığı deneyimler sonucunda hayatımızla ilgili oluşturduğu bazı değerler ve çıkardığı dersler vardır.
''Öyle bir zaman gelir ki tek bir çağrıya önem veririz.
Yaşama bir el uzatmanın tam zamanıdır o an
Her şeyin üstünde olan bir armağandır bu''
Bu dünya zamanından hepimiz göçüp gideceğiz, üstelik her şeyimizle göçeceğiz.
Yaşadıklarımızdan, konuşanlardan geriye hiçbir şey kalmayacak.
İşte bu yüzden dünyayı açıklama iddiasından, aptalca bir sürü gereksiz mal ve mülk edinme hastalığından, sevgi ve umudu sığ sularda arayanlardan, sözde kurtarıcılardan, yaptığıyla, söylediği çeliş-enlerden mümkün mertebe uzak durmak sağlığımıza ve hayatımıza yapacağımız en büyük iyiliktir.
Kendi içimize doğru derinleşmenin, neye dönüşmek istiyorsak ona karar vermenin ve yenilenmenin zamanı olmadığını yeniden bir kez daha umutla, dirençle yüreğimize bir kez daha fısıldayalım ''Vazgeçme umuttan, sevgiden, inanmaktan.''
Yaşama amacımızı gözden kaybetmeden;
İnsanca yaşamak için gösterişe, bizim olmayanla avunmaya, başkalarının gözünde kendimizi aramaya, onanmaya ihtiyacımız yok.
Ruhu duyarlılıktan yoksun olmayan, sevme kapasitesi olan bilinçli özgürlüğe, koşulsuz sevgilere ihtiyacımız var.
Ben buna yaşamın aşuresi diyorum, hepsinden biraz.
Marifet o hepsinden birazla lezzeti yakalamak ve kendinin farkında olmak, kendini gerçekleştirebilmek insanın en büyük zaferidir bence.
Hiç unutma dedi bilge, ''Ancak yürekle bakıldığı zaman doğru görülebilir. Gerçeğin mayası gözle görülmez. Gülünü yüce kılan ona verdiğin emektir.''
Daha iyi bir dünya için, ışığımızın ve sevgimizin önce bizi sonra yaşamımızı ve tüm evreni aydınlatması dileğiyle sağlıklı bir yaşam önceliğimiz olsun daima....
Bir dostum, son soluğunda;
“Hayat buymuş demek ” demişti.
Doğarsın. Büyürsün. Koşarsın. Ve ölürsün .
Evet, kendimden biliyorum, budur yaşam.
Gözün kör, kulağın sağır olsa da, olmasa da.
Üç sözcükten oluşan bir cümleye ( “Hayat buymuş demek “)
sığacak denli yalındır yaşam.”
İnsanlar mevsimler gibidir yaşamadığımız sürece anlamayız nedir, neye kadirdirler…
Fırtınada çıkan esintiye teslim olursan arkasından açacak güneşten nasiplenemezsin yada sağanak yağan bir yağmurun ardından doğan gök kuşağını göremezsin…
Evet mevsimler gibiyiz hayatın bütünlüğünden vazgeçemeyiz, her mevsimin hakkını vermeliyiz.
Ah keşke makamındadır ve kendimize kim olduğumuzu hatırlatmak için hepimizin aynalara ihtiyacı var. Düşe kalka,yana yana, gülerek, ağlayarak illa insan yanımızla…
”Her şeyin bir bedeli var” derken şarkılar, değmez mi ”yaşamın” yaşamak gibi bir anlamı varken, yaşamı kucaklamaya, kendin için, herkes için iyi bir şeyler yapmaya ve direngen bir umutla sevgiye sarılmaya değmez mi?
Zorluklar aşıldığında ya da aşma gücünü duyumsadığımızda da, içimiz insanca bir coşkuyla dolup taşmaz mı; “Yaşamak ne güzel şey be kardeşim!..” diye.
Sağlık ve umut uyanık insanın en büyük düşüdür.
Bedenimizin her karesine değerli olmayı ve karşısındakini değerli kılmayı artıran o yaşam sevincini alıp yaşama karışmak dileği olmalı.
Hem de yaşama solmuş zamanlar bırakmadan gülüşü, kahkası dünyayı çınlatan içimizdeki gücü gün ışığına çıkararak… Ve umutla, coşkuyla, dünyayı daha yaşanır bir dünya yapalım…
Sağlıklı bir yaşam dileğiyle...
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: