Translate

16 Ekim 2019 Çarşamba

Vefa alınmaz, satılmaz

Özü ve sözü bir olan bunu da yaşamıyla destekleyen insanlar aklıma geliyor. Verdiği sözün arkasında olan, verilen sözün bilincine sahip insanlar ne olursa olsun verilen sözleri unutmazlar, gerekirse kendi hayatları pahasına yerine getirirler. Sözün kime verildiği önemli değildir, verilen söz insanı sorumlu kılar. Bu sorumluluğun yerine getirilmesine de ahde vefa denir.
Verilen sözlerin yerine getirilmemesi, yapılan iyiliklerin unutulması da vefasızlığı tanımlar.

İnsanların vefasızlığı hiç bir şeye benzemez bakmayın insanlar ''dünya vefasız'' derler ya bence dünya vefasız değil, vefasız olan insandır. Hayatımız boyunca bir çok insanla iletişim halinde oluruz, kimine kendimizden bir şeyler katarız, emek veririz, hayatının belli dönemlerinde sahip çıkarız. Bizimle büyür bizde onunla büyürüz. Gün olur yollar ayrılır herkes kendi seçimleri doğrultusunda yaşama karışır. Hiç ummadığın bir yerde o insanın kapısını çalarsın yada çalmak zorunda kalırsın hani onun için hayatından ödün verdiğin dostun, arkadaşın o zaman ahde vefayı ya görürüsün yada ne vefasızmışsın der kendine ve verdiklerine yanarsın. Varsın hatırlamasın varsın unutsun bunlar bir yerde insanı yıkmaz sadece üzer. Asıl önemli olan hayatını önüne serdiğin, canını dişine katıp geceni gündüzünü ona adadığın bir insanın gün gelip senin tam zıddında sana ve yaşamına kast, zulüm ettiği an bittiğin, kırıldığın andır. Artı bu vefasızlıktan öte düpedüz zulümdür. İyilik inancını zedeler, kendine kendini sövdürür.

İnsanoğlu, çıkarları mevzu bahis olunca her şeyi unutabilen, hatta satabilen bir varlıktır. Bu tür insanlara ne kadar değer verirseniz verin, ne kadar iyilikler yaparsanız yapın, gün gelir bir anda silip atar sizi.
Bu insanlar gönül borcunu, vicdan borcunu, vatanı için ölen insanlara ahde vefayı bilmezler.
Para ve çıkar üzerine kurulmuş bütün arkadaşlık ve dostluklar gün gelip çıkarlar çatıştığında muhakkak yıkılacaktır. İçinde sevgi, saygı, sadakat, vefa olmayan bir ilişki yolunu nasıl tayin edebilir ki ? İçinde insanı boyutu barındırmayan her türlü birliktelik er veya geç sancılı biter bunun kaçınılmaz sonucu her zaman hüsran ve acıdır.

Bakınız ” Hz. Mevlana vefayı şöyle anlatmış; “Vefa nedir bilir misin? Vefa, arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamandır. Vefa; dostluğun asaletine, bir dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamandır. Vefa; ötelerin sonsuz mükâfatı karşısında, cehennemi hafife almaman, ulvi güzellikleri dünyaya satmamandır”.Vefayı, yürekli insanların nasıl algıladığını ve eyleme dönüştürdüğünü çok güzel özetlemiş.
Vefa; dost olmak demek, zor zamanları beraber aşmak, hiç bir şeye benzememek, güvenin en yakın arkadaşı, gerçeğin sağlaması,elinden gelmese bile, yüküne, emeğine ortak olabilmek için hala yanıp tutuşana sahip çıkmaktır lakin emek artık esirgendiğinde, niyet tükendiğinde, arkandaki, kucağındaki ağır bir bohçaya dönüştüğünde, yağmur damlaları sadece senin başına düştüğünde ve artık sana da, ona da yazık olmaya başladığında, kalanlara rağmen yola tek başına devam etmek gerekir.

Vefalı olmak, bambaşka bir şeydir, keşkelere, hayıflanmalara yedirilmeyecek kadar kıymetli ve zamana yenilmeyen, diyardan diyara söylenen, hatırlanan,hatırlandıkça yüreğin tortularını süpüren, yeniden yeniden ışığa çıkaran…
Bütün bunlara binayen varsın sadece zaman vefasız olsun, herkesin payına düşen, akan giden bir saat ibresi üzerinde hayatla sözleşmesini bitiren, zaman değimlidir zaten(!)
Zaman vefasız anlasana
sen miydin, gelip ömrümü bir gülüşünle alan,
yoksa o yalnızlığım mıydı
senin gülüşüne kendini tutsak kılan.
oysa kör karanlıkta açarken gözlerimizi,
dilimizde akşamdan kalma,
...bir ayrılık türküsü.
buda gelir buda geçer ağlama...
oysa, geçmiyor öyle her şey değdiği yerden.
kimi yaralıyor, kimi derinden derine kanatıyor.
kiminin üzerinden de tan ağarmasıyla,
nice sabahlar geçiyor...
hani bırakılacak bir şey olsa da,
sabahları çöpçülerin ellerin de kalsa.
onların elleriyle okşanırdı yalnızlıklarımız.
hiç ummadığımız ellerin sıcaklığıyla.
oysa, umarsız yalnızlığım benim.
saçlarına dolanmış ay ışığı gibi.
başucumda, senin gülüşün, bir de evren.
olduğum yer, öyle açık seçik ki.!
ne kadar sen düşsen yanıma o kadar ben.
ve artık saymıyorum, çoğul yalnızlıklarımı.
zaman sebil, zaman kanatlı.
zaman vefasız, anlasana.!
ne kadar bizli yaşarsak o kadar iyi.!.

Hiç yorum yok: