Translate

28 Ekim 2019 Pazartesi

Sakıp Sabancı Müzesi Klasığı

insan içinden yaralıysa
tutsak kalır gülü🌹
derdim sus sula
ışık girsin içeri...
Açtığın tüm kapılar senin olsa ne yazar açtığın kapı gönül sarayın olamadıktan sonra
Etrafın insan mahşeri olsa ne olur kötü günde dostun yaranı saramadıktan sonra...
Bütün yüzler sana gülse ne olur yarın yüreğinde ki gülüş senin yüreğinin çırası olamadıktan sonra
Herkes seviyorum dese ne yazar sevdası senin yüreğine dil olmadıktan sonra...
Gözleri ahu ceylan olsa ne olur baktığı yer senin cennetin olmadıktan sonra
Herkes peşinde pervane olsa kaç yazar yüreği sedefe inci olamadıktan sonra...
Gönül bahçesi binlerce güzele yurt olsa ne olur içinde sana verecek barınağı olamadıktan sonra...
Dinlemesini bilen insan, sorunların tespiti ve çözümünde daha az hata yapar. Dinleyerek daha iyi gözlemler yapar. Farklı bakış açıları edinir.
Önyargıdan uzak objektif kararlar verebilir. Problemlere yeni çözüm yolları bulur.
İnsan kendi iç sesini dinlediği zaman, başkalarının sesine de derinlik kazandırır. Empati yeteneğini geliştirir.
Başkalarını duygu ve düşüncelerine, kim olduğuna ve neler ya
şadığına daha derinlemesine yaklaşır.
Kendimizi dinlediğimiz de güçlü ve zayıf yanlarımızı keşif ederiz, böylece başkalarının da artı ve eksilerine yaklaşım tarzımız değişir. Daha insanı bakış açıları kazanırız.
Dinlemek öze inmektir, bakılan ama görünmeyenlere dokunmaktır. Karşımızda ki insanlara gönül gözüyle dokunduğumuz da biz onun en yakını oluruz.
İnsanların duygularını anlamak kendimize olan güveni artırdığı kadar başkalarının da bize güven duymasına neden olur.
İlişkilerin kırılganlığını ve insanlar açısından taşıdığı önemi anladığımız zaman daha dikkatli ve özverili oluruz.
Başkalarının duygularını örselemeden onları anlamaya çalışırız. Kendimize ve başkalarına kulak verdiğimiz zaman evrende bizi dinler, bizimle iş birliğine girer.
Yankısı bulmuş sesin gelip yüreğimizde bizimle buluşmasından kim mutlu olmaz ki(!)

Hiç yorum yok: