Translate

7 Ekim 2019 Pazartesi

Azmin Çocukları

Çocukluğuma isim bulsaydım emin olun 'azmin çocukları' derdim...çocuklukta sadece kendi acına sahip çıkarsın. Hatta bütün dünya o'acının etrafında döner sanırsın. Başka acı bilmezsin. Bir yanımız anne bir yanımız babadır. Büyüklerin bildiği düzenbaz oyunlar değil bizim ki. Bizim ki, oyunlar içinde sevincin, hayallerin oyunlarıdır. Kini ,nefreti tanımadık daha. Sınıflamayı sadece oyunlarımızda biliyoruz, aklımız ermez insanları sınıflara bölmeye. Ruhlarımız arı, düşlerimiz temiz. Hiç kimse kanını, revanını akıtmadı daha içimize.. cesuruz korkmayız. Oyunlarımız tek kişilik değil. Biz güzel dünyalar inşa ederiz. Kardeş uçurtmalar yapardık gökyüzüne, yüzünü görmediğimiz çocuklarda görsün diye! Gökyüzü herkese kardeşti. Bazen dünyalarımıza karışırlardı, oyunun en can alıcı yerinde. Bilmezdiler yaşamak kadar ciddi bir işti bizim yaptıklarımız, asla vazgeçmezdik. Onlarda adını inat koyarlardı kendi kendilerince. Bilmezlerdi biz inandığımızdan asla vazgeçmeyiz.
Keşke, onlarda bizi örnek alsaydılar. Çocukların yürekleri çok büyük ve sonsuz. Hep söylerlerdi şunu yap bunu yapma ! Oysaki, bizim istediğimiz; söylediklerini birlikte yaşamak, lakin onlar inanmış emir-komuta zincirine. Yüzümüzdeki gülüşlerin bereketini bir bilseler, yaptıklarımıza onlarda beraber ,ağız dolusu gülecekler. Sevgimiz ayrıntıları hiç tanımazdı. Sokak kedisi minnoşu kucağımıza alırdık biti, piresini düşünmeden. Ölen kuşlara ağlardık. Onlar için mezar kazırdık. Yüreklerimiz başka yerlerdeydi. Hesabı, kitabı para üzerine yapılmayan. Biz hayatın küçük işçileriydik. Anne ve babalarımıza yardım ederdik. Nasıl dayanmış o küçük bedenlerimiz soğuk zemheride.
Okul yolumuzda çok uzundu. Üzerimizdeki giyecekler sıcak tutmaktan ziyade sadece aksesuardı. Elimizde poşetler içinde bir defter bir kalem bütün derslere yeter. Bizim çocukluğumuzun, okullarında söylenen şarkılarda, içinde hüzün, keder olurdu.Oysa ne çok severdim neşeyi, cicili-bicili şeyleri. Ama yoktu, gelip bizim üzerimize eksiklikler konmuştu. Oysa ne farkımız vardı bizde çocuktuk bizimde çocuk isteklerimiz vardı. Her şeye, her şeyine rağmen biz inanılmaz çocuklardık. Çamurdan evler yapardık. Etrafımızda ne varsa keşfimizi beklerdi. Biz yılmaz çocuklardık. Öyle iki büklüm durmazdık. Cengaver, umut dolu. Salçalı ekmeğin tüm bereketi üzerimizde olurdu. Korkuda bilmezdik. Gecenin karanlığında tek katlı,bahçeli evlerde gecenin koynunda saklambaç oynardık. Ay masallardaki gibi üzerimizde olurdu. Yıldızlar keza o kadar parlak ve kocamandı ki, içimizin tüm çocuk masuniyeti gökyüzünde dizilmişti.
Ay dede, yıldızlar bizi seviyordu. Yağmurlar yağdıkça zıplayan kurbağalar bizim için şölendi. Kurbağaların sesine şarkılar uydururduk. Bizim çocukluğumuzda teknoloji yoktu. Çoğu yerde elektrikte yoktu, ama ışık bizim içimizdeydi. Biz ışıklı, aydınlık çocuklardık. Öğretmenlerimiz; eğitmendi, öğütür gibi eğitirdi. Onlar bizim geleceğimizin köprüleriydi, bizim derinliğimizi görürlerdi.
Zaten en büyük tatil yerimiz okulumuzdu. Sıcak,rahat ve bizi anlayanlar diyarına bağdaş kurmanın tüm faziletini yaşardık. Kırların; papatyalara,nergislere bezenmiş halleri içine çekerdi bizi. Mis kokulardan kime zarar gelmiş ki bize de gelsindı. Biz ekine durmuş çocuklardık. Büyüklerin kavgaları bizi korkuttuğu kadar eğlendirirdi. Bilmezdik neyi paylaşamıyorlar. Oysa dünya bize büyüktü, onlara küçük. Bütün çocuklar aynı mesafeydi, aramızda uzaklıklar yoktu hepimizin bilyeleri aynı renkti. Uçurumlar yaratmamıştı büyükler. Hepimizin korkuları da, umutları da aynı yerden beslenirdi. Yere düşen ekmeği alıp başımıza koyardık.
Düşünsenize nasıl birlik nasıl beraberdik. Tatilde camiye gider imam efendinin bizi huzura çağıran sesi eşliğinde bizi ayrıştırmadan dini bize sevdirmesini dinler birde dualarımızı ezberlerdik. Bizi koruyan Rabbime şükrü sevgiyle işleyen imam efendiyide severdik. Bunlar çocuk yüreklerimizin buluştuğu yerlerdi. Kan, öfke,nefret yoktu o yerlerde, biz kardeştik. Paylaşmayı yaşıyorduk o yaşa özgü hemde en güzelinden....Ben kendimi zor yılların çocuklarından sayıyorum. Her şeye rağmen okuyacak kitap gezip görecek şehirlerimiz yoktu fakat içimizdeki dünya sevgiydi. Nefreti, yalanı tanımamıştık. Zor olan yaşam koşullarıydı. Varsın olsun, dışımız kabuk bağlasın, tipi boran ellerimizi üşütsün biz sevgiyi, kardeşliği paylaşmışız. Bizler İklim şartları zor yerlerin çocuklarıydık. Eğitim mevsimleri çok geç açtı bizim diyarlarda. Kız çocukları okul yoluna yasaklıydı çoğu zaman. Yaşadığımız coğrafyada erkek egemenliğine inanmış ,bilinç düzeyi tamamen gelenek ve töre üzerine inşa edilmiş insanları yeni dünyayla tanıştırmak o kadar kolay değildi. Biz bu ülkenin tam geçiş süzgeçleriydik.
Ahlak yapısını; giyilen kıyafetlerle tanımlayan bir toplumun çocukları olmak o kadarda kolay değildir. İnsanı kıyafeti namuslu yapmaz. Eteği bir karış yukarıda yada aşağıda. İnsan, toplum kurallarını irite etmediği sürece kıyafeti konusunda belli kalıplar içine alınmaz,alınamaz. Aklı başında her insan nasıl giyinmesi gerektiği konusunda bir fikre sahiptir.
Yokluklar tarafına düşmüş çocuklar olarak biz azmin çocuklarıydık...
Bir yanı var ki çocukluğumuzun, acıtırdı içimizi …Annelerimiz çok çalışırdı, zaten hep çalışırlardı. Ben otururken annemi görmedim diye bilirim. Acaba ondan mıdır boş kaldığımda kendimi kayıpta hissederim sanki iş yapmadan durmak günahmış gibi...
Zor bir çocukluk yaşadığımız için mücadele yaşam tarzımız oldu. O acılar gerçekleri buldurdu bize. O acılar erdemlere kapı açtı. Kısıtlı yaşam koşulları yıldırmadı daha direngen mücadele ruhu kazandırdı.
Böyle bir çocukluk yaşamış olmak bana hep”Acılar gerçeği buldurur bize “ sözünü hayatıma rehber etti. Bu günün, bir çok çocuğundan daha şanslıyım diye biliyorum.. Doyumsuz, sevgisiz büyüyen çocuklar…çok daha derin yaralar alıyorlar. Benim çocukluğumdaki anne babalara minnet duygusu içindeyim. Biz çocuk olmanın iç huzurunu; sevgiyle, paylaşmayla geleceğe taşıdık. İmkansızlıklar içinde büyümek zordur ama bolluğa kavuşmak imkansız değildir. Gel gör ki sevgisiz büyüyen bedenlerde yürekler küçülür. En büyük fakirlik sevgisizliktir. Her zaman caniler sevgisiz büyüyen çocuklar içinden çıkar. O zaman sevginin mekanı, yurdu olmaz. O her yerde yaşanır. Biz yaşadık ne mutlu bize...

Hiç yorum yok: