Translate

12 Şubat 2020 Çarşamba

Hikayemiz Soylu Olsun

Hayatın ne olduğunu görmek için önce içimizdeki kargaşadan sıyrılmak gerekiyor.
Yılların harmanından düne bıraktıklarımıza ve bugüne baktığımda şefkat duygumuzu, duyarlılığımızı, içtenlik ve samimiyetin bize kattığı hoşluğu yitirdik.
Yanlış davranışlara tepkilerimiz bile hesaplı-çıkarlı. Yaşamla bağımızı yitirdik. Biz ne ara bu kadar fakirleştik.
Doğru ilişkilerin, dürüst ama doğru dürüst insanlar olmanın ne olduğunu ancak bu duyarlılıkların yeniden yaşama geçirilmesiyle kazanabiliriz.
Yoksa sistematik bir yalnızlaşmanın çağı başlıyor. Ve bir çok insan yalnızlaşma ile yalnızlığın anlamını karıştırıyor.
Hayatı ona bir şey katmaya, herhangi bir yaratıcı çaba göstermeye yönelik en ufak bir ihtiyaç duymadan yaşayan insanlar var.
Birde sıra-dışı insanlar var, sürekli uçurumun kenarında yaşayarak bilenenler.
Karakter özellikleri, düzensizliğin ortasında hayatta kalmak, becerileri de uçurumun kenarında yaşamanın biçimleridir...
İnsan kendi dar sınırlarından çıkıp daha zengin bir yaşam deneyimine ulaştıkça bakış açısı da değişiyor.
''Amaçsız ve duygusuz yaşamak
İşte bütün hikayemiz bu…”
Bağırıp çağırmaya gerek yok
Soyun bütün libaslarından iki gözüm
İnsanlar;
Korkarlar gerçeği hatırlatanlardan
Kefelenmiş öykülerle yaşarlar
Bu küçücük
Bu fani yaşamda
Hayat;
Tohumun ağaca
Ağacın tohuma dönüşmesinden başka bir şey değildir

Hiç yorum yok: