Translate

8 Temmuz 2020 Çarşamba

Seçimlerimiz

Endişe çağı dediğimiz bir dönemeçten geçiyoruz. İçsel bütünlüğümüzü bulmak yada var olanı korumak adına toplumsal ve sosyal yasalarla, öğretilerle boğuşuyoruz.
Çağımızın güvensizliğine karşı durabilmemizi sağlayacak yöntemler bulmak ,içimizde ki güç merkezini ortaya çıkarmak gerekiyor. Bunun içinde; inandığımız, güven duyabileceğimiz değer ve amaçlara ulaşabilmemizi sağlayacak içsel bütünlüğün; espri ve hayal gücüyle bezenmiş aklın, kültürle yaşama dokunmuş bilincin, mücadele ruhuyla beslenmiş cesaretin, kendini bulmuş benliğimizin ''özgür ve özgün'' olması gerekiyor.
Böyle olunca da seçimlerimizin boyutu ve yoğunluğu önem kazanıyor, bakış açımızı etkiliyor.


Değil mi ki:insanların seçimlerinin farkındalığıdır dünyayı çeviren.
Yaşamın o ince çizgisine dokunmayanlar; coşkulu yaşamadan, hayatın tadına varmadan, öylesine yaşıyorlar.
Yaşamla ilgili seçimlerimizin sorumluluğu, seçtiğimiz hayatı yaşamaktır. 
Gerçekten yaşamak isteyen, seçimlerine dikkat etmeli ve ruhuna gereken özeni göstermeli.
Kendimizle, evren barışık olalım ,ruhumuza gereken özeni gösterelim.
Erich Fromm, *yaşanmamış yaşamlar, tüm savaşların ve kötülüklerin kaynağıdır* derken boşa dememiş.

İnsan doğasında var olan bencillik, çıkarcılık artmakla birlikte temeli sevgiye dayanan, insanca yaşam da savaşsız bir dünya da, olması istenilen gerçekler arasında.
Seçimlerimizle, düşüncelerimizle yaşamımızı şekillendiriyoruz. O zaman savaşsız bir dünya yine bizim seçimlerimizle  yok olabilir.


21. Yüzyılda dünyaya ve ülkemize baktığımızda, halen aç insanların olduğu, hatta bu yüzden binlerce insanın öldüğü bir gerçek. Gün geçtikçe enerji kaynaklarımız tükeniyor, ekonomik, ekolojik, politik düzen bozuluyor.  Silahlanmaya harcanan paralar, milyon dolarları geçiyor. İnsanlar,  bağımsızlığını her geçen gün kaybediyor ve insana hizmet etmek için var olan teknoloji, tüm dünyayı birbirine bağımlı hale getiriyor.
Ekolojiyi bir nebze düzeltmek adına, organik ürünler yeniden gündeme geliyor. Eski inançlar, dogmalar  yıkılıp, yerine yeni oluşumlar deneniyor.
 Peki bütün  bunlar olurken, insanların tercihleri, duyguları değişiyor mu?.

Evrenin parçaları olarak kendimizi güvende hissetmemiz, bizim eylemlerimizde vuku bulur, bunun başka bir izahı, tanımı yok.
Tüm insanların iyiliği için çalışmalıyız,  ünlü düşünür  ''Victor HUGO "Savaşlar bitecek, sınırlar kalkacak, dogmalar ölecek, insanlar yaşayacak. Yaşayan insanlar ümit dolu, yeni değerlerle ülkelere değil, dünyaya ait olacak." derken aslında ait olma bilincini özetlemiş ve  birlik duygusunun insanca yaşamak için elzem oluşturduğunu anlatmış.
 Farklı düşünmüyorum, yaşanası bir dünyanın sorumluluğunu paylaşan, bilinçli ve insanı eylemlerin güzelliğin de dünya yaşanası yer olabilir.

 Yaşantımızı tüm gerçekliğiyle analiz edelim, yaşamın anlamı nasıl yaşandığında yatar. Bir çok insan kendi eksik yönleriyle yüzleşmekten korktuğu için kendini aramıyor.
Bahaneler yaratmayı bırakıp, ince şeylerin kalınlığında yaşamadan, ruhumuza açılan kapıların tokmağını açalım.

Yaşamımızda ki seçimleri yaparken ''özellikle cesaret''  olmazsa olmaz dediğimiz ''iç disiplin'' ve nüfuz edici ve doğru kavrayan bir zeka, sevgi dolu bir kalp ve bunlara uygun olarak iyi bir vicdan çok önemli.
Kolaya kaçmadan ,kendine değer vermenin en büyük kaynağıdır iç disiplin ve disiplinli bir yaşam,''özsevgiyi ,özsaygıyı ve özgüveni'' beraberinde getirir. Buda seçimlerimizi fazlasıyla etkiler. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissederiz.
Hayatın dinamikleriyle hayatın içerisine akarken, yaptığımız seçimler de sonuçları belirler.
Bu nedenle ne olursa olsun, yaşama ve insana dair bütün seçimlerimiz güzel ve anlamlı bir yaşamı destekliyorsa farkındalık yaratır.

Kendi kişisel değerlerimizle,bütünlüğümüzle örtüşen her seçimimiz, yaşamımızı daha değerli ve coşkulu kılar.
İnsan kendini yeniledikçe, düşünceler de yenilenir, yenilendikçe de güven duygusu, değerli olma bilinci gelişir, geliştikçe de; insanları birbirine yaklaştırır, sevgiyi, saygıyı artırır.
Tıpkı bir heykeltıraş gibi,  yaşamlarımızı  şekillendiriyoruz ve ortaya çıkan biçimden biz sorumluyuz. Buda; üretebilmek, güven ve huzur demektir.

Tüm hücrelerimizi aydınlık fikirlerle besleyelim, ruhumuz mis kokulu bir çiçek bahçesi olsun, olsun ki özgür irade ile yapılan seçimler insana huzur ve başarı getirsin.
Ve...ne olursa olsun; yanlış seçimler bir ömrü esir almamalı (!)


Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: