Sorunlardan, kendimize yaptığımız haksızlıklarla bu dünyadan göçüp gitmek, bu yaşama en büyük haksızlık değilde nedir ?
Hayatın kalbi bir ritimdir ve o ritim herkesde var, önemli olan o ritme yön verebilmek ve içimizde ki çocuğu kaybetmemek. Kilometrelerce bir yolculuk bile, tek bir adımla başlarken, yaşamak bu kadar güzelken ve saniyelere bağlıyken; neyin telaşında, neyin kavgasındayız ?
Yaşamı ıskalamadan hakkını vermek gerek, dönüşü yok yaşananların.
Yaşam içerisinde ‘hayatın anlamını’ hep uzaklarda ararız.
Yaşamı çok fazla ciddiye alırız, içine neşe katmayız. Ciddiyet ile eğlenmeyi, cesur olmakla temkinli yaşamayı ve bir çok şeyi birbirine karıştırırız.
Hayatın anlamını ertelemeden, anları yaşamayı kendimize yaşam rehberi kabul edersek yaşamın anlamına da hak ettiği değeri vermiş olacağız.
Fındık kabuğunu doldurmayacak sorunlarla hayatımızı heba ederken, yaşamın anlara bağlı olduğunu unutup, hep sınırsız zaman diliminde yaşıyormuşuz gibi nefesimizi gereksiz ayrıntıların içinde bitiririz.
Yaşam şansı elimizdeyken hep amortiye oynarız.
Hayat bize her zaman fısıldar ”ömür dediğin bir nefes” bunu doğru anlamak tamamen bize kalmıştır, çünkü hayat ‘’olumlu bakışlarımızla’’ anlam kazanır.
Yaşamın anlamını sadece tek bir şeye bağlamak da çoğu zaman hayata haksızlıktır.
Okuyarak öğrenebiliriz ama sevmek, sevince anlarız, anlamlı kılarız.
Güzel olan her şey sevgiden geçer...
Başkalarını incelediğimizde;deneyim ve tecrübelerimizle birlikte bilgin,
''kendimizi'' incelediğimizde aydınlanmış insanlar oluruz.
İlişkilerin kırılganlığını ve insanlar açısından taşıdığı önemi anladığımız zaman daha dikkatli ve özverili oluruz.
Başkalarının duygularını örselemeden onları anlamaya çalışırız.
Kendimize ve başkalarına kulak verdiğimiz zaman evrende bizi dinler...
''İnsanın kendini anlatmaktan vazgeçmesidir ayrılık''
Dışarıda güneşli bir gökyüzü, cıvıl cıvıl kuşlar, ışıldayan nehirler, denizler hepsi nafile...
Gözlerinin gördüklerine küs halini, hüzünle yüreğine yedirmesidir ayrılık...
İnsan gidişi ayrılık değildir, sadece ayrılmadır, için de umut bırakır, belkiler bırakır asıl ayrılık insanın ''kendi içinden'' vazgeçmesidir...
Başkalarını incelediğimizde;deneyim ve tecrübelerimizle birlikte bilgin,
''kendimizi'' incelediğimizde aydınlanmış insanlar oluruz.
İlişkilerin kırılganlığını ve insanlar açısından taşıdığı önemi anladığımız zaman daha dikkatli ve özverili oluruz.
Başkalarının duygularını örselemeden onları anlamaya çalışırız.
Kendimize ve başkalarına kulak verdiğimiz zaman evrende bizi dinler...
''İnsanın kendini anlatmaktan vazgeçmesidir ayrılık''
Dışarıda güneşli bir gökyüzü, cıvıl cıvıl kuşlar, ışıldayan nehirler, denizler hepsi nafile...
Gözlerinin gördüklerine küs halini, hüzünle yüreğine yedirmesidir ayrılık...
İnsan gidişi ayrılık değildir, sadece ayrılmadır, için de umut bırakır, belkiler bırakır asıl ayrılık insanın ''kendi içinden'' vazgeçmesidir...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder