Anılar
Sır yüklü sözler
Zamansız serilmiş ipe
Sır yüklü sözler
Zamansız serilmiş ipe
Bir ömre yenilişinin son hamlesinde
Zamansız
Amansız
Tünedi göğsüme sancılı korkular
Dayanır mı
Kapısı kolsuz bu yürek
Zamansız
Amansız
Tünedi göğsüme sancılı korkular
Dayanır mı
Kapısı kolsuz bu yürek
Dokun karanlık saçlı gölgelere
Üşüyen beden
Titreyen yürek
Cana can olmak için
Bekler seni yaşamın içinde...
Üşüyen beden
Titreyen yürek
Cana can olmak için
Bekler seni yaşamın içinde...
Emek ve sabır iyi birer öğretmenken !!
Paran kadar adamsın' 'diyen bir zihniyetin, insan olma çabası ne kadar adil olabilir ki ?
Benjamin Franklin/ ne güzel demiş;
'' Paranın satın alacağından değil, paranın satın alacağı insanlardan korkunuz''
Parayı yeryüzünde ''saltanat'' olarak görenler, özgürlüğün gerçek mutluluk, cesaretin de özgürlük olduğunu bilemediklerinden, savsaklama ile korkaklık arasında gidip gelirler.
Paraya Baş eğen insanlar; büyük saygı göstermeye ve korkuya daha açıktırlar.
Yüzyıllar boyunca paranın gücüne itaat eden toplumlar da, itaat alışkanlık haline geldiğinden, hak aramayı, vicdanı unuturlar...
Parası olmayan, yada az olanlar onların gözünde yaşamın defolularıdır, inanmışlardır ''paran kadar insansın'' soytarılığına.
Artık günümüz dünyasında; halkın basit çıkarlarına göre siyaset yapmak, rüşvet, yeteneksiz insanların önemli mevkilere getirilmesi, tutarsızlıklar, paranın satın aldığı ekmek kapıları ''emeği itibarsızlaştırmıştır''
Emek ve sabır iyi birer öğretmenken maalesef parayı araç olmaktan uzaklaştıran zihniyetin elinde yaşamın amacı haline gelmiştir.
Burada gelecek üzerine kaygılı olan akıl, huzursuzdur.
Bu nedenle insanlarda sürü psikolojisiyle birlikte kolaycı yaşamın erdemsiz tüyoları yaratılarak ''akıl'' devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır.
Paraya tutsak, paraya kul insanlar kendileri için dönen her çarkı, her şeyi mubah sayarlar.
Saydığı yerde; hayatın anlamını kavramak, sorgulamak en büyük suç sayılmıştır.
Eğer kavrayış yoksa, bilgi de bir işe yaramaz..
Her şeyi parayla satın alabileceğine inanmış insanların hali, rüzgarın bulutları önüne katması gibidir.
Savrulurlar, bir diyardan diğer diyara, çarpa çarpa, kanata kanata..
Paran kadar adamsın' 'diyen bir zihniyetin, insan olma çabası ne kadar adil olabilir ki ?
Benjamin Franklin/ ne güzel demiş;
'' Paranın satın alacağından değil, paranın satın alacağı insanlardan korkunuz''
Parayı yeryüzünde ''saltanat'' olarak görenler, özgürlüğün gerçek mutluluk, cesaretin de özgürlük olduğunu bilemediklerinden, savsaklama ile korkaklık arasında gidip gelirler.
Paraya Baş eğen insanlar; büyük saygı göstermeye ve korkuya daha açıktırlar.
Yüzyıllar boyunca paranın gücüne itaat eden toplumlar da, itaat alışkanlık haline geldiğinden, hak aramayı, vicdanı unuturlar...
Parası olmayan, yada az olanlar onların gözünde yaşamın defolularıdır, inanmışlardır ''paran kadar insansın'' soytarılığına.
Artık günümüz dünyasında; halkın basit çıkarlarına göre siyaset yapmak, rüşvet, yeteneksiz insanların önemli mevkilere getirilmesi, tutarsızlıklar, paranın satın aldığı ekmek kapıları ''emeği itibarsızlaştırmıştır''
Emek ve sabır iyi birer öğretmenken maalesef parayı araç olmaktan uzaklaştıran zihniyetin elinde yaşamın amacı haline gelmiştir.
Burada gelecek üzerine kaygılı olan akıl, huzursuzdur.
Bu nedenle insanlarda sürü psikolojisiyle birlikte kolaycı yaşamın erdemsiz tüyoları yaratılarak ''akıl'' devre dışı bırakılmaya çalışılmaktadır.
Paraya tutsak, paraya kul insanlar kendileri için dönen her çarkı, her şeyi mubah sayarlar.
Saydığı yerde; hayatın anlamını kavramak, sorgulamak en büyük suç sayılmıştır.
Eğer kavrayış yoksa, bilgi de bir işe yaramaz..
Her şeyi parayla satın alabileceğine inanmış insanların hali, rüzgarın bulutları önüne katması gibidir.
Savrulurlar, bir diyardan diğer diyara, çarpa çarpa, kanata kanata..
Olcay Kasımoğlu
.
.