Translate

6 Kasım 2019 Çarşamba

Çiçekler Solar, Baharlar Ölmez

Bir bannecilik aldı başını gidiyor. Hani bana dokunmayan yılan sonsuz yaşasın der gibi.
Ormanların tarihini ''aslanların değil, avcıların belirlediği'' tarihi de ''haklıların değil kazananların yazdığı'' bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz.
Ve vicdanlar mühürlendikçe yüreklerde kan damlaları akıyor...
Aydınlık günlerin, karanlığa teslim oluşu demiyorum, demek istemiyorum..
Bir yanım evet dese öte yanım ısrarla hayır diyor.
Gönül doğrudan yana dümen kılıyor, gönül aydınlık yarınlar diyor.
Lakin yaşananlar, çığlıklar bu kadar sesliyken kapımı kapatıp uyurum da diyemiyorum
Burada ben ne yapabilirim diye sorgulamaların içinde kendimi buluyorum.
Sanırım iyi olmanında bir bilinci olmalı yoksa etliye sütlüye karışmadan hiç bir şey söylemeden seyretmek yakışır mı insan denilen onurlu şahsiyetlere.
Kimi varlığını adar kimi kalemini kimi yüreğini kimi servetini kimi inancını kimi ideolojisini sürer içine ama ben diyorum ki; kana doymayanlara prim vermeyelim ve önce kendimize dürüst olalım yeter.
Bizi olumlayan doğaya ve içindekilere saygı duyalım, içimizde ki sevgi çocuğunu besleyelim; kültürü bir yaşam biçimi olarak benimseyelim, kafamızda insanları sınırlara bölmeyelim, sen ben ikileminde boğulmayalım, bu dünya hepimize yeter.

yüreklerde umutlar sönerken
gün geceye kavuşurken
sürdük geceye yıldızları
ışıktan yollar döşedik, umuda...
umutsuzlar
bir çalı kuşu misali
solmuş gül dallarında
savrulurken
daldan dala...
ben
bir turnanın kanadında
bölmüşüm yüreğimi
sevdaya
özgürlüğe
adanmışlığa...
oysa sevda
nakışlanmışsa
yazılmışsa
gül dallarına
buza esen rüzgarların
hükmü geçmez
bu diyarlara...
ben ise
ne zaman
dallarda solmuş güller görsem
kirpiğinin ucundan akıp
bir yayla rüzgarı şefkatiyle
sarılıp dallarına öpesim gelir
bilirim çiçekler solar, baharlar ölmez...
Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: