Translate

7 Kasım 2019 Perşembe

.Gönül Gözünü Yitiren Bunca İnsan Varken !

Hayata dair kapsamlı bilgi sahibi olmak, psikolojik ve sosyal yapıları tanımak, kendi duygu ve düşünce dünyasının ayrımına varmak, iletişim becerileri geliştirmek gibi pek çok niteliği kazanmak için belli bir amacımız ve ideallerimizin olması gerekir.
Bunu için de bilinçli ebeveynler yetişmeli.
Geleceğin sahipleri çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırılmalı, analitik düşünce desteklenmeli...
Eğitimciler donanımlı ve kendini yetiştiren bireyler olmalı.
Bunun yanında, geçmişin doğruluğu kanıtlanmış ve yadsınamaz değerlerini yeni sentezler yaparak geleceğe taşımayı amaçlayan kuşaklar yetiştirmek biricik sorumluluğumuz olmalı.
Özellikle okuduğum yazıda ki içselleşmiş davranış biçimi ruhuma güzellik kattı, yeniden muştulandı insanlığın hiç kimsenin tekelinde olmadığı...
Ne olursa olsun;
Hayatın ve insanın özüne aydınlanmış insanlar öğretmen olsun
Paylaşmaktan mutlu olacağım bu yazı her birimizin bu dünya içinde birbirimizden alacağı olduğunu ne güzel ifşa etmiş.
Yıkıp döktüğümüz, açlığa terk ettiğimiz, ölümlerin kanıksandığı, ucuz, basit çıkar kavgalarının sığ sularda yüzdüğü 21. yüzyılda insan kendi eseri...
Okuyalım, gözlerini kapatan bir insanın gönül gözünün zenginliğini okuyalım;
''Benim zamanımda kol saati çok önemliydi; öyle herkesin olmazdı. Arkadaşlarımdan birisine babası kol saati almış. Tam hayalimdeki gibi. Koluna takmış okula geldi. Hepimiz çok beğendik. Çocukluk işte, benim asla böyle bir saatim olmayacaktı. Bu saat benim olmalıydı. Karar verdim. Saati çaldım ve cebime koydum. Arkadaşım saatin çalındığını anladı ama kimin çaldığını anlayamadı.
Durumu öğretmenimize anlattı. Öğretmenimiz "Saati kim aldiysa sahibine versin" dedi.
Pişman olmuştum ama utancımdan ben aldım diyemedim. Bu sefer öğretmen farklı yöntem denedi. Hepimizi tahtaya dizdi ve gözlerimizi kapattırdı. Bu benim hayatımın en utanç verici sahnesiydi.
Ceplerimizi teker teker arayarak saati buldu ve sahibine verdi.
Hepimiz gözlerimizi açtık, öğretmen bana hiç bakmadan derse devam etti. Yıllar geçti, öğretmen oldum ve öğretmenim ile karşılaştım. Kendisine o günü hatırlattım ve sordum "Hocam" dedim "Ben o gün saati çaldığım halde tek bir kelime etmediniz, yüzüme bakmadınız, beni incitmediniz.
Neden böyle yaptınız?" diye sordum.
Hayatımda unutamayacağım şu cevabı verdi;
dedi ki, "Siz gözlerinizi kapattığınızda ben de gözlerimi kapattım."
İnsan olmak sadece diplomalarla olmuyor, her kalem tutan da insan olmuyor.
Kendine donanımlı her insan vicdan muhakemesiyle kendi olmayı başarmışsa her mesleğin insana kattığı değeri bilince çıkarmanın zenginliği hiç bir şeyle ölçülemez.

Hiç yorum yok: