Translate

8 Ocak 2020 Çarşamba

Hoşgörü

İnsan yaşamını, ifade özgürlüğünü, sadece yasayla korumak mümkün müdür?
Mümkün olmadığını yaşadıkça görüyoruz.Bunun da bir çok nedeni var.
Her şeyden önce toplumda hoşgörü ruhu olmalıdır.
Hoşgörülü insan olmak ruhsal olgunluk ve sağlam karakter ister, buda büyük resmi net görmemizi sağlar.


Hoşgörümüz sayesinde diğer insanları anlamaya başlarız ve onlarla iletişim kurarız.
Hoşgörülü insan olmak insanın değer yargılarını genişleteceği gibi, çevresinde sevilen, saygı duyulan bir insan olmasını da sağlar.
Hoşgörü temelde bizden farklı olanları kabullenmeyi, farklılıklardan doğan zenginliği fark etmemizi sağlar.
Hoşgörü; Farklı açılardan hayata bakmamıza, yanlış algılamalarımızı da düzeltmemize neden olur.

Empati yapmamıza, kişiler arası iletişim de diyalog kurmamıza vesile olur. 

Diyaloğun kurulduğu iletişimlerde ise sorunlar daha kolay hal olur. Hoşgörünün hakim olduğu toplumlarda ortak paydada buluşmak kaçınılmazdır.
Toplumda refah, huzur, güven, sevgi ortamı oluştuğunda bireyler hayattan zevk alırlar, geleceğe güven duyarlar, gergin ve agresif olmazlar.

Velhasıl ‘insanlıkta ve yalınlıkta’ başlı başına bir sanattır hoşgörülü olmak !
Sonra bir türkü tuttursak çıksak dağlara
Özlemleri yüceden yeli inceden
Yalçın dağlarda kendimizi deme bıraksak
Hiç yılmazsak dağ sularına karışsak, arınsak
Düşünü kurduğumuz dünyanın düşüne beraber uyansak..!
Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: