Translate

18 Mart 2019 Pazartesi

18 Mart Çanakkale

Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi;
''Bir savaş ülke savunmasını içermiyorsa cinayettir.''
Onurlu savaş olur mu ?
Eğer yaşadığın toprakları sana dar eden bir zihniyetin maşası olmayı ret edip karşı bir duruş sergiliyorsan oluyor işte!
Egemen, emperyalist ülkelerin hain planlarını yerle bir eden yavrularının yüzlerini bir daha göremeyeceklerini bile bile savaşa gönderen analar..
Afrika'da ki yer altı kaynakları için, petrol kuyuları için, silah kaçakçılığı için, eroin kaçakçılığı için hiç bir ana evladını savaşa göndermez.
Dünya yüzünde savaş isteyen bir kadın yoktur daha, savaş denilince akıllarına ilk önce sevdikleri gelir ve sevdikleri; dünya yüzünde mala-mülke satılmaz, alınmaz.
Eğer bu topraklar üzerinde her şeye rağmen kalmayı sürdüreceksek, öncelikle medeniyet ve barış gibi büyük kavramlarla birlikte; düşünmeye, sorgulamaya başlarken, soruları ve cevapları doğru yerde, doğru adreste aramalıyız.
Soru sorarak; çelişkili yanıtlarla yetinmeyip, yeniden ve yeniden irdeleyerek ve en önemlisi şahsı değil, bir ulusun ortak paydalarında buluşmak adına, gerçeklerden yana olmalıyız.
İşte bu uyanma ve diriliş bize sorumluluk yüklüyor 'insan olma' sorumluluğu.
Atatürk nasıl sesleniyor ANZAKların  ruhlarına ve annelerine;
“Bu memleketin toprakları üzerinde  kanlarını döken İngiliz , Fransız, Avustralyalı , Yeni Zelandalı , Hintli kahramanlar! Burada , dost bir vatanın  toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde   uyuyunuz. Sizler Mehmetçikle  yanyana, koyun, koyunasınız. Uzak diyarlardan  evlatlarını   harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız  bizim bağrımızdadır, huzur içindedir ve rahat uyuyacaklardır. Onlar bu topraklarda canlarını  verdikten sonra  artık bizim  evlatlarımız  olmuşlardır.” Bu kez Avustralyalı bir anne de  Mustafa Kemalin  mektubuna karşılık bir mektup yazar; “Gelibolu topraklarında  yitirdiğimiz evlatlarımızın acısını  alicenap  sözleriniz  hafifletti, gözyaşlarımız dindi. Bir anne olarak  bir güzelim teselli verdi. Yavrularımızın  sonsuz uykularında  huzur içinde  dinlendiklerinden hiç şüphemiz kalmadı. Majesteleri kabul buyururlarsa  , bizler de size  “Ata” demek istiyoruz. Çünkü yavrularımızın  mezarları başında  söylediğiniz sözler  , ancak   bir öz babanın  sözleri gibi yüce. Evlatlarımızı bir baba gibi kucaklayan Büyük Ataya  bütün anneler adına sevgi ve  şükran, saygıyla”
Gelişen-değişen-üreten dünya düzenini yeniden anlamaya ihtiyacımız var.

Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: