Translate

1 Mart 2019 Cuma

“Sorgulanmamış yaşam, yaşanmaya değmez.”

şimdilerde
içimiz titrek
içimiz ince
içimiz göçmen kuşlar gibi
söyle
daha kaç bahar
sessizliğe uyanacak bu yürekler...


Sokrates’in söylediği gibi, “Sorgulanmamış yaşam, yaşanmaya değmez.”
Yoksa körü körüne bir fikre bağlı olmak bizi aydın, aydınlanmış yapmaz.
Fikirler, doğru bilgiye dayalıysa tutarlı olur, bilginin dayanağı tutarlı değilse, ne söylenirse söylensin boş.
Ancak, sıradan anlamakla yetinmeyen insan, zihinsel sorgulamaya başlayınca; bilgiyle taçlanan fikirler ”ilimin-bilimin” önünü açar.
Ancak o zaman; ”günü kurtarmak adına değil, kendi egosuna hizmet eden zihniyete değil” bütün çıplaklığıyla zihinsel sorgulamaya başlayarak çelişkili ve sorunlu durumları, karışıklığı, bulanıklığı ” pozitif düşünce ile” meydan okuyarak ve karşı duruş sergileyerek ortadan kaldırabiliriz.
Ancak o zaman; evrenin düzenini, yaşamın değer ve amacını, madde ve ruh ilişkisini, bilgilerimizin güvenirlik derecesini, iyi, güzel ve doğrunun niteliklerini öğrenebiliriz.
Ancak o zaman; insanı insan yapan ve onu bir hiç olmaktan kurtaran araştırma, anlamlandırma, yorumlama ve değerlendirme etkinliğini, yaşama sanatını öğrenebiliriz.Mutluluğu amaçlar, ruh güzelliği yaratabiliriz.
Sığ düşünceleri bize empoze eden zihniyete ”bilgi çeşitliliğimizle,derinliğimize” karşı çıkabiliriz.
Evren hareketi sever, hiç bir şey yapmadan seyredenlere, üretmeden mazeret üretenlere bir şey katmaz.
Öğrenmeden, sorgulamadan ”fikir sahibi olmanın” insanı nasıl ön yargılı, sabit fikirli düşünmeye alıştırdığını, öngörüden, sağduyudan uzaklaştırdığını, en küçük bir dalga da fırtına koparan agresif insanlar sürüsü oluşturduğunu gördükçe ”felsefi düşünmenin” insana; sürekli kendini yenileme, geliştirme gücünü sağlaması ve bu güç sayesinde bilimsel buluşlar ve icatlar yapmış, evreni tanıma ve anlama çabası içerisine girmiş insanları görünce ‘filozofların öğretilerini” ellerim acıyana kadar alkışlıyor, minnetle anıyorum...



Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: