Translate

1 Mart 2019 Cuma

Her mevsimin hakkını vereceğiz

Gerçeklerin iç yüzünü ancak yaşadıktan sonra kendimize teyit ettiriyoruz...
Mevsimler gibidir, üzerimizden geçmedikleri sürece anlamayız nedir, neye kadirdirler...
Eğer bir fırtınada, fırtınaya teslim olursan arkasından açacak güneşten nasiplenemezsin yada sağanak yağan bir yağmurun ardından doğan yediveren gök kuşağını göremezsin...
Tıpkı kasvetli ve bulutlu bir havanın ardından kendini gösteren güneş gibi olabiliriz...
Mevsimler gibiyiz, hayatın bütünlüğünden vazgeçemeyiz, her mevsimin hakkını vereceğiz...
Bir mevsimin yıkımları, gelecek mevsimlere gölge olmasın...
Hayatımızı bir dönem yüzünden yargılamak hem kendimize, hem bizimle hayatını paylaşanlara haksızlıktan başka bir şey değil...
Senin dünyayı sorgulayan kelimelerinin içinde
Derininde, manasında bilge bir ruh bulurdum
Geceden sabaha kirpiklerine asılmış gözlerinde
Ve kendini sorgudan sorguya çeken
Hesaplı bir dünyanın duvarlarına çarpan bir ruh
Soruların soru olmaktan çok
Sanki üzerinde durduğun dünyaya karşı
Kükreyen bir aslanın pençeleriydi
Gözlerinse, karanlığın sonsuzluğunda yorgun düşüp
Aydınlığı arayan güneşi, omuzlarında taşıyan bir ruhtu
Yaşamanın özlemiyle buruklaşan bir yüreğin
Umuda hasret açlıklarıyla gelirdi kelimelerin
Sen en çokta sorular sormayı severdin
Bense senin gözlerinle
Senin ruhuna bağdaş kurmuş
Yüreklerimizi sıcak ve hilesiz bir sevgiye kilitleyip seni beklerdim
Beklerdim, her hazan bir gül getir ki
Sevdamızın ateşiyle yakalım saçlarını yeryüzünün
Belki biraz yorgun belki biraz durgun
Yine de umutlu yine de mutlu
Dünyanın dört bir tarafında, barışa ve umuda şarkılar söyleyelim...
Olcay Kasımoğlu.

Hiç yorum yok: