Translate

10 Mart 2019 Pazar

Burgaz ada

Burgaz adaya gelip de, Sait Faik"ten bahsetmezsek..Sevenlerine haksızlık olur...
Hele ki Ermeni balıkçı ve Topal martıdan bahsetmezsek.


Topal martı ile balıkçının konuştukları bile görülmüştür. Önce martının laf attığına kalıbımı basarım, diyeceğim. İlkin balıkçının martıya laf atmasının mümkünü yoktur.
Raviyanı ahbar işbu muhavereyi şöyle naklederler:
Martı:
Balıkçı:
—Susacak mısın topal, sabah sabah? ..
Martı:
Balıkçı:
—Patlamadın ya! Daha nişana varmadık.
Martı:
Balıkçı:
- Gözünü seveyim topal, sus... Sus da bir yan evvel (bir an evvel) varalım şu nişana. Martı:
Balıkçı:
—Zo bu kadar laf ettiğine bakılırsa pek aç olmalısın?
Martı:
Balıkçı:
—Dur öyleyse de bir istavrit keseyim barim.
Martı:
Balıkçı:
—Amma da kafa patlattın ha!
Martıya bir istavrit başıyla, etlerinden sıyrılmış, kuyruğu titreyen bir kılçık iskeleti fırlattı. Küreklere asıldı. Az sonra sis içinde büyümüş Hayırsız Adalar önümüzde idi. Martı susmuştu. Artık konuşmuyorlardı. Balıkçı o zaman bana döndü:
—Ne zaman balığa çıksam sandalı şıp deyi tanır; peşime
düşer. Bir de uğurlu kuştur; hiç sorma.
—Neden topal diyorsun Varbet?
—Topaldır da ondan.
—Ne olmuş bacağına?
Cevap vermedi. Sustuk. Rüzgâr bir kara kokusu getirdi burnuma. Bozulmaya başlayan bir karpuz kokusu etrafımızı sardı. Balıkçı bu kadarcık konuştuğuna canı sıkılmış gibi susuyordu. Balıkçı dediğin içinden konuşan adamdır ...''

https://www.cafrande.org/mina-urgan-sait-faiki-anlatiyor-seninle-ayni-duygulari-paylasan-adam-sana-en-yakin-insandir/

Hiç yorum yok: