Translate

18 Haziran 2019 Salı

Acının anavatanı yürekse merhem kaldırmıyor yaralar



Karanlığımızla, zaaflarımızla ve zavallılığımızla yüzleşmeliyiz. Duvar olmakla, seyirci kalmakla bu iş olmuyor.
Ormanların tarihini ”aslanların değil, avcıların belirlediği” tarihi de ”haklıların değil, kazananların yazdığı” bir dünyada yaşamaya devam ediyoruz.
*Vicdanlar mühürlendikçe, yüreklerde kan damlaları akıyor…
*Aydınlık günlerin, karanlığa teslim oluşu demiyorum, demek istemiyorum..
*Bir yanım evet dese öte yanım ısrarla hayır diyor.
*Gönül doğrudan yana dümen kılıyor, gönül; aydınlık yarınlar diyor.
*Lakin yaşananlar, acılar bu kadar sesliyken, kapımı kapatıp uyurum da diyemiyorum
Burada ben ne yapabilirim diye sorgulamaların içinde kendimi buluyorum.
Sanırım iyi olmanında bir bilinci olmalı yoksa etliye sütlüye karışmadan hiç bir şey söylemeden seyretmek yakışır mı insan denilen onurlu şahsiyetlere.
Kimi varlığını adar, kimi kalemini, kimi yüreğini, kimi servetini, kimi inancını ve kimi ideolojisini sürer içine.
Ne olursa olsun;
Her insanın değeri ve değerleri vardır.
Değeri belirleyen, statü ve makamlar değildir, kaldı ki statüler insana değer katmaz, makam ve statülere değer katan insandır.
Sevgi ve saygı dilini konuşan, içten, dürüst, sorumluluk ve adalet duygusuna sahip ”özgüven, özsevgi ve özdeğeri ” olan insanlar ”makamla, parayla” satın alınamaz.
Yaşamımızın her alanı, ilişkilerimiz, bize kim olduğumuzu hatırlatmak adına ışık tutarken; yaşamımıza hakim olan düşünce tarzlarımız, davranışlarımız, inançlarımız,duygularımız, tepkilerimiz; bizim yaşam üzerinde ki rollerimizi de belirleyici kılar.
Çünkü yaşam tek düze değildir, her şey birbiriyle ilişkilidir. Gök ve yer, hava ve su, herşey ancak bir şeydir; birlikte olmadıkları yerde, yalnızca tamamlanmamış bir eser vardır.
Akıp gideni durup görmemizi sağlayacak olan bir dünya yaratmak ve bize hayatı yeniden iade etmek mümkün değilken, yaşamı; keşkelerle ve pişmanlıklarla söndürmek niye ?
Geçmişiyle yüzleşemeyenler, keşkeleri kendine zehir ederek yaşama tutunanlar bilmezler mi; üzerini örttüğümüz her şeyin altında kalırız, eksik olduğumuzu ararız, hem de eksik bırakandan ya da ona benzeyenden dileniriz bir ömür boyu.
Oysa yaşamak seçim yapmaktır ve her durum bir seçimdir aslında.
'Yarın yanağından gayrı
paylaşmak her şeyi,'' derken bile;
Gücün halk yüreğin sığınak
Ve anlamak seni Nazim anlamak
Olur gibi görünmek değil 
Her an onurlu var olmak
Yaşamak bozuk çağım kirli
Çaldılar umudumuzu Nazim çaldılar
Bağrışıyoruz adalet için
ama sağır vicdanlar duymuyor bizi
''Yarın yanağından gayrı
paylaşmak her şeyi,''
diyen diller pas tuttu Nazim pas tuttu
Gösteriş çanları çalıyor gençler için
Paraya endeksli akıllar yetiştiriliyor artık
Ortak değerleri çağıran ruhlar değil

Hiç yorum yok: