Translate

18 Haziran 2019 Salı

Gören Görülen Değildir.

Filmin başrolünde Robert Mario De Niro, Jr. Vardı. Bir sahnedeki repliğini hayatım boyunca hiç unutmadım.
Karşısındakine diyordu ki:
''Bana öyle net ol ki; 6 yaşındaki bir çocuk bile anlayabilsin ne demek istediğini. Ekosuz, yorumsuz, düz ol.''
Bazen tek bir kelime, cümle, şiir, hikaye, roman ya da kitap tüm hayatınızı değiştirebilir. 
Benim hayatıma farklı bakış açıları getirdiği çok olmuştur.
Ne anlatmak istediğimizi anlatmakta zorlanıyor isek iki durum söz konusudur.
Birincisi; anlattığımız konuyu henüz biz de kavrayamamışızdır.
İkincisi; her ne kadar anlatırsak anlatalım karşımızdakinin anlayabildiği ile sınırlı kalır anlatacaklarımız.
Albert EİNSTEİN “Altı yaşındaki çocuğa açıklayamıyorsan, sen de anlamamışsındır, diyor. Ne doğru biz söz.
Eğer biz bir konuyu çok iyi anladık ise onu anlatmanın yüzlerce hatta binlerce şeklini bulabiliriz.
Kavramak tam anlamıyla budur.
Örneğin acı çekmeyen acımasını, susamayan susuzluğu, aç kalmayan açlığı, ayrılmayan ayrılığı çok iyi anlayamaz.
Empati önemlidir lakin her şey değildir. Empati kurabilmek için de yaşanmışlıklar gereklidir.

Güzel şeylere sahip olmak zaman alıyor.
Çocuklarımıza,emekle kazanılan alın terinin vicdani zenginliğini anlatalım.
Kaybetmelerinin sonlar olmadığını, asıl sonların yaşama veda olduğunu anlatalım.
kaybetmek kadar,kazanmanın da doğal olduğunu ve olması gerektiğini anlatalım.
En büyük savaşın, kişinin nefsine verdiği savaş olduğunu anlatalım.

Kitapların,mucizelerle dolu olduğunu ve o mucizelerin,insanı nasıl değişimlere uğrattığını anlatalım.
Dünyayı getirip, nasıl avuçlarına koyduğunu,
Göze nasıl sayısız,renkli pencereler açtığını anlatalım.
Sonra çocuklara insanı, doğayı, kuşu, kurdu, ağacı  dinlemesini,
Onların gözünden de dünyayı görmesini öğretelim.


Sonra,hayatla barışık yaşamanın ,savaşmaktan daha kolay olduğunu,
Çocuklarımıza, kalbin ve ruhun etiketi olmadığını,
Kalbin ve ruhun bu dünyanın cenneti olduğunu,
Ve yaşam da üretenlerin her zaman,
Işıklarla dolduğunu, etrafını aydınlattığını öğretelim.


Aklın dinginliğini, hiç bir şeyin yerini almayacağını,
Mutluluk ve başarının konuşulduğu ortamların ,insanı yaşama bağlayacağını,
İyimserliği, iyiye çağıran gücünü fark etmesini,
Ve neşeli bir yüzün açamayacağı kapı olamayacağını öğretelim.


Zamanı değerli kullanmanın hayatın anahtarı olduğunu,
Başkalarını eleştirerek, yererek geçirilen zamanın kayıp olduğunu,
Ve hayatın heba edilmeyecek kadar mucize olduğunu anlatalım.
Onurlu, namuslu olmanın basamağı tamamen kendimiz olduğunda
Ve kendimize sahip çıkmamızdır, unutturmayalım...


Olcay Kasımoğlu


Hiç yorum yok: