Translate

3 Nisan 2020 Cuma

Bizler Yaşatmak Emekçisiyiz

Bütün dünyada yaşananlara baktığımda;
Bir iç hesaplaşma yaşıyoruz aynı zamanda diyorum kendi kendime.
Bu iç hesaplaşmanın bir 'iç devrime' dönmesi umuduyla;
En azından kendimizden ne kadar uzaklaştığımızın farkına vardık.
Dünya mallarının, lüks arabaların, rezistanslı evlerin, kürklerin, pahalı kıyafetlerin, markaların, mevkilerin, şanın-şöhretin bu kadar tavan yaptığı bu yavanlaşmış dünyada insanlar unuttular kendi olmayı.
Ne olursa olsun;
Akıl, bilim ve vicdanla çıkacağız bu sorunun içinden. Çünkü ne olursa olsun mücadele bir bütündür.
Birimizin iyiliği hepimiz için olmalı. Birimizin varlığı diğerinin varlığını görmemezlikten geliyorsa hiç bir yere varamayız.
21. Yüzyıl her şeyin çok çabuk ilerleme kaydettiği bir yüzyıl oldu. İcatlar ve buluşlar. Toplumsal dönüşüm hep daha lüks bir yaşam, daha çok tüketim üzerine dizayn edildi.
Daha iyi bir dünya teknolojiyle mümkünmüş gibi bir algı yaratıldı. Çoğumuzu bu algı yönetti. Daha lüks arabalar, rezistanslı evler, doğayı taklit eden yapay bahçeler yarattık. Kendi elimizle dünyayı yaralı, tutuk, işlevsiz hale getirdik.
İnsanın insana zulmü, doğaya zulmü, hayvanlara zulmü;
İster bireysel olsun ister toplumsal olsun, evde, sokakta, iş yerinde, her yerde kendini gösterdi.
Bu kara günler de birbirimize sahip çıkmak zorundayız. Başka çıkış yolumuz yok.
Topyekun mücadele etmeliyiz. En başından dediğim gibi 'mücadele bir bütündür.'
Birinin, birilerinin iyi olması yetmiyor. Hepimiz birbirimizden sorumluyuz. Bu öyle tek başına içinden çıkacağımız bir durum değil.
Yaşamın bütün alanlarında birbirimize ihtiyacımız var.
Fırında ekmek yapana, fabrikada üretene, hastahanede çalışana, tarlada ekene-biçene, velhasıl hepimizin birbirimize ihtiyacı var.
Bunun için de hepimiz birbirimizi koruyup-gözetmeliyiz. Sen-ben değil biz olmaya acilen ihtiyacımız var.
Bizi düşünmeyenleri biz de yok sayıyoruz. Derdimiz bir can, canlar ama hep beraber.
Birimizin canı yanarken, diğerimiz kör ve sağırları oynuyorsa çıkamayız düzlüğe.
Bu öylesine bir şey değil. Bu aynı kaynaktan su içmeye benzer. Ya hep ya hiç.
Sanırım Halil Cibran demişti "İki şey vardır ki, insanın hayata bakış açısını değiştirir; hastalık ve gurbet"
Bir virüs, insan yaşamında ne çok şeyin anlamsız ve ne çok şeyin gereksiz olduğunu yeniden insanlara hatırlattı.
Herkesin acısı kendi içinde saklıdır elbet, başkasının acısını ifade eden ortak dil ise merhamettir.
Bu günler elbet de geçecek. Önemli olan ne yaptığımız ve bundan sonra yapacaklarımız.
Hayata bakış açımızda nelerin değiştiği ve değişebileceği.
Daha iyi bir dünya için, geleceğin ebeveynleri çocuklarımız için aklı ve vicdanı hür adaletli toplumların olduğu bir yaşam umuduyla elimizden gelenin en iyisini yapma gayreti içinde olacağız.
Sağlık durumu ve koşulları iyi olmadığı için işe gitmek zorunda olan insanları düşündükçe de içim acıyor.
Hiç kimse kimseden üstün değildir. Birinin canı diğerinin canından kıymetli değildir. Giden her can kıymetlidir.
Bizler Yaşatmak Emekçisiyiz
Nazım'in dediği gibi;
"beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
insanlar için ölebileceksin,
hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
hem de en güzel en gerçek şeyin
yaşamak olduğunu bildiğin halde.”
Sayın meslektaşlarım ruhlarınız şad olsun😔sevdiklerinizin acısı acımdır.
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: