Uygar ve medeni bir Türkiye ve insanca bir arada yaşamak için, her vatandaşın adil, tarafsız, bağımsız yargılandığı, her vatandaşın eşit, barış içinde yaşadığı, evinde, işinde kendisini güvende hissettiği, gelecek korkusu ve endişesi yaşamadığı, insanın insan üzerinde ki ekonomik, sosyal, siyasal, etnik, cinsel şiddetin, sömürünün olmadığı, herkes için adalet, herkes için barış olsun istiyorsak hakkın ve haklı olanın yanında yer almalıyız.
Kolaycı, basite indirgenmiş hayatlarımızı; şişirdiğimiz acı, keyif ve mutluluklarla doldurup kendimizi tatmin ediyoruz.
Kendisiyle yüzleşmemiş, ezberlerini terk etme cesareti gösterememiş insanların, ilkelerinin olduğunu söylemesi, gösterişten, taklitten başka bir şey değildir.
Kimliğini bulamayan, varlığını inşa etme çabası gütmeyen insan, kendi hayatının da figüranıdır.
Hayat da böyle bir şey. İnandıklarımız, inanmadıklarımız ve inanamadıklarımızla;
Duvarlar, sınırlar ve dogmalara düşman aklımın beni götürdüğü yerde KENDİNİ SORGULAYAN insanların izini sürüyorum...
Duygu ve düşün yargılarıyla edindiğim yaşam yolunda YAŞAMI SORGULAYAN yürekli insanların izindeyim...
Ve zamanı gelince de görmemizi, duymamızı, anlamamızı sağlıyorlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder