Translate

6 Mayıs 2019 Pazartesi

"İnsana acıyı belirsizlik veriyor"

unutulmazfilmler.pw/a-separation-bir-

''İran Yönetmen Asgar Farhadi’nin 2011 yapımı filmi olan Bir Ayrılık, Boşanmış bir orta sınıf İranlı çifti ile yaşlı babası için alt sınıf bir bakıcı tutmasını izleyen entrikaları konu edinmektedir.
61. Berlin Film Festivali’nde En İyi Film dalında Altın Ayı ve En İyi Aktör ile En İyi Aktris dallarında Gümüş Ayı kazanan film Altın Ayı kazanan ilk İran filmidir. 
14 yıldır evli olan Nadir ve Simin 11 yaşındaki kızları Terme ile birlikte Tahran'da yaşamaktadırlar. Şehirli orta sınıf karaktere sahip aile ayrılmanın eşiğindedir. Simin kızı Terme'nin İran'daki mevcut şartlar altında büyümesini istemediği için kocası ve kızıyla birlikte ülkeyi terk etmek ister. Ancak Nadir aynı fikirde değildir. Çünkü aileyle yaşayan ve Alzheimer hastası olan babası için endişelenmektedir. Nadir'in İran'da kalmaya karar vermesi, Simin'in boşanma davası açmasına sebep olur. Ve bu süreçten sonra Nadir’in de Simin’in de Terme’nin de hayatları altüst olur.''
Dostoyevski, “Kurtuluş eylem yoluyla değil acı çekme yoluyla gelecektir” demiştir.
Bana göre bütün bu vaatlerden çok daha gerçekçi bir vaat olan bu ‘kurtuluşun acı yoluyla geleceği’ vaadi ile insanın özgürleşmesinden bahsediyor. Yani kurtuluş dışa dönük birşey değildir. Hiçbir zaman insanlığı birilerin gelip de kurtardığı görülmemiştir. Bunlar, evet çok büyük bir derdin pençesine düşeriz, çok vicdansız bir kralın, çok vicdansız bir hükümetin… Bir süre sonra o geçer. Yaşam böyle bir şeydir. Burada Dostoyevski’nin söylemeye çalıştığı, benim de bütün kalbimle inandığım kurtuluş, aslında bütün bu kurtuluş arayışına dışa dönük değil kendimize dönük olarak ve bakarak, kendimizin kim olduğunu, kaç para ettiğini sorgulayarak, neden yaşadığımızı ve ne olmak istediğimizi ve asil bir varlık olmak istediğimizi bilmemizle ilgili bir şey... Her insan,kendi korkuları, beklentileri, kendine biçtiği şeylere göre tepkiler verir hayatta.. Benim amacım duygu yaratmak ve yaşama dair bir duyumsama oluşturabilmek. Acı çekme bir sevme halidir. Bu böyle olunca kendi varlığımızı daha çok hissediyoruz. Rahatlık daha az hissi olan bir şeydir. O yüzden sorunlarla varlığımızı,  ruhumuzu, hissimizi daha çok hissediyoruz galiba… Filmi izlerken de bu duygularla, düşüncelerle dolup taştım. 
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: