Translate

10 Mayıs 2019 Cuma

Kirpiğe düşen hüzün çemberim

Hayatın ikinci baharı deriz buna çoğu zaman ve adına olgunlaşmak.
Ön yargısız, sevgiyle bakmak, gereksiz ayrıntılardan arınmış pak bir yürek gözüyle yaşamı nakışlamak...
Ne güzel demiş, Schopenhauer;
''Hayat bir parça nakış işlemesine benzetilebilir. Hayatının ilk yarısındaki herkes işlemenin ön tarafını görür, ikinci yarısında ise tersini. ikincisi o kadar güzel değildir, ama daha öğreticidir, çünkü iplerin birbirine nasıl bağlandığını görmemizi sağlar...''
Olan bitenler bizi şuna inanmaya sevk ediyor, Zihinde, yaşamla ölümün, gerçekle düşselin, geçmişle geleceğin, iletilebilir olanla olmayanın çelişki olarak algılanmadığı bir sihirle inanmaya, inandığının arkasında durmaya itiyor..

illa sevgi; yakalanırsa, istenirse, elde tutulursa her şeylerin yetmezliği muhteşem bir seçeneğe dönüşür. Aklın,duyguların zarif seçeneğine, yaşamın özgün iradesine...
senin bana durmuş
bir su damlasından korunaksız hallerini
ay ışığına ilmekler atarak
gözlerinle yüreğin arasına sızan gizini
bir sözcüğe sığdırdığın dünyayı
gözlerine bakıp içerken
içimin atlası
yaralarımın kabuğu söyle
dile gelmeyen sözlerimin kırıldığı yerde
kirpiğe düşen hüzün çemberim
üstüme elediğin şefkati bu kadar severken
nasıl ölmem yar diyen gülüşüne...


Beklemek, nedeni olan için çok güzel..
Her şeye rağmen, yaşamın içinden bir lezzettir beklemek, yüreği bükerek eğiten, sabrı öğreten, ruhu geliştiren bir zaman yolculuğudur beklemek...
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: