Translate

31 Mart 2020 Salı

Ayrılık İç Çekiştir

Ayrılık, yüreğin vazgeçmesiyse kendinden;
Ayrılığın ne olduğunu yaşadıkça eleyen insanlar, öğrendiler ki ayrılık ne araya yolların girmesi ne alınan biletlerle uzak diyarlara gidilmesi !
İnsanın kendini anlatmaktan vazgeçmesidir ayrılık. Yollara yatırdığı gözlerini düş kırıklıklarıyla toplaması içine.
Dışarıda güneşli bir gökyüzü, cıvıl cıvıl kuşlar, ışıldayan nehirler, denizler hepsi nafile, gözlerinin gördüklerine küs halini hüzünle yüreğine yedirmesidir ayrılık.
Türküler dinlerken sesinin dost sesiyle çoğalmaması, coşkuya hasret kendi sesinde boğulmasıdır ayrılık.
Ayrılık. gözlerinin dünyaya değmesinden vazgeçtiğin andı, sualsiz cevapsız tüm sorgulamaların suskunluğa kendini teslim etmesiydi. Çaresiz çocukların kimsesizliğin de gözlerine düşen yaş gibi umarsız ve çaresizdi büyük insan ayrılığı.
İnsan gidişi ayrılık değildir sadece ayrılmadır için de umut bırakır belkiler bırakır asıl ayrılık insanın kendi içinden vazgeçmesidir.
Bir ağacın dalından yaprağının ayrılmasının ayrılık olmadığını bilirim.
Ayrılığın geleceğe ışık düşüren gülüşlerde saklı olmadığını biliyorum.
Biliyorum ki ışıklı gülüşler ayrılmanın sadece bir daha ki sefere gamzeler de hasretle beklemesidir.
Ömrüm azalarak önümden akarken, her yer birbirine bu kadar benzerken ve her şey bu kadar gerçeğin inceliğin de benim korkularımı desteklerken ben şimdi ayrılığın içimden vazgeçmek olduğu bilinciyle, içimde ki bu insan yalnızlığının kırılma noktasını nasıl barıştıracağım, söyle ?

Beni soruyor musun
Ne haldeyim
Bir yanım gözlerden dökülür
Bir yanım akşamın yaslı karanlığında
Bir yanıp bir sönen ışıklar gibi
Birazdan güneş doğacak
Sana doğduğum şafakla
Tarifsiz gülüşün düşecek yadıma
Özlemin rüzgarları geçecek yüreğimden
Kulaklarımda ise sesinin buğusu
Aydınlanınca yeryüzü
Bir kuş oldum gökyüzüne
Uçamadım
Dağ rüzgarlarinin serinliğince nehir oldum
Taşamadım
Oysa şimdi
Yağmuru yasaklı mevsimin
Kurumuş çalıları
Kavrulmuş ekinleri gibiyim
Ne zaman aydınlanacak bu karanlık bahtimiz

Hiç yorum yok: