Translate

2 Şubat 2019 Cumartesi

Bir Türlü Vazgeçemediğim - Ahmet ORMANCI

Şiiri okumak herkesin harcı değildir. Ya duygusu eksik kalır ya da okuyan o şiire o hissiyatı veremez.
Değerli Ahmet Ormancı'ya ses tonu ve vurgularıyla şiirime kattığı derinliğe içtenlikle teşekkür ediyorum.
'Bir Türlü Vazgeçemediğim' elimde kalan bir avuç yaşamı kavruk güneşe tutup, rüzgarın kamçısıyla şahlanan günü eteklerime döken bir şiir.

Takvimler dökerken hırçın yüzünü
Bir şafakla yeniden doğar gökyüzü
Her gün bir tomurcuk gibi açar yeryüzü
Benim ise artık güz seyri seferde gençliğim
İçimde yılgın yılların ayak sesleri
...*kendi ezgisine suskun, coşkusuna bozgun*
O zaman, bu neyin meydan okuması şimdi
Suyla susuzluk arası
Aranıp dururken
Geçip giden gençliğimi
Acısı acemi çocukluğumu
Hiç bir yere demir atmayan düş kırıklığı mı
Aranıp dururken
İçimin duvarları yıkılıyor
...yanıyor canım yanıyor ömrüm
Oysa şimdilerde
...bir yolculuk düşüyor aklıma
Yüzüm de bir ömrün atlası
Çetelesi olmayan
Çıkıp gitsem diyorum dönüşü olmayan limanlara
Acıları sabırla bezeyen içim
Ey içim bu yolculuk nereye kadar soruyorum
Sonra hayat fısıldıyor
Zamanı mı olurmuş gitmenin
Bir düşü toplamadan daha
Çevir soluğunu göğe
Nefesinle aydınlansın gökyüzü
...daha bitmedi umut
Edilmedi son tango
Yıllar yüzünü dökmedi daha
Yaşam gelip
...çeviriyor içimin dümenini
Yürü dostum diyor
Geçmişin şehrine bakıp durmakta
...neyin nesi
Beni alıp senin koylarına getiriyor
Sonra gözlerin düşüyor aklıma
Demli bir çay gibi içimi ısıtıyor
Sahi hangi kır çiçeğine sevdalısın
Avucunda hangi yıldızlar var
Hangi yoldur yürüdüğün
Yollar değil midir yıllara eşlik eden
*Ölmemiş binlerce öykünün serüvencisi gibi*
Yüzünün atlası hangi iklimden
Biliyorum bir şeyler var
Senden bana gelip
İçimi maviye boyayan
Bir ışık yumağı gibi
...yıldızlı geceyle buluşturan
Bir şeyler var bir türlü vazgeçemediğim..
Olcay Kasımoğlu

Hiç yorum yok: