Translate

28 Şubat 2019 Perşembe

Kemal Sunal ve Charles Chaplin'in dünyasında ''Gülme'' ölümsüzlüğün takma adıydı. İkiside bize mizahın ve gülmenin bir gönül işi olduğunu göstermişlerdir.
Charles Chaplin, sinemanın sessiz döneminin yüce tanrısı olan, sesli sinema yaygınlaşmaya başlayınca bile kendine has tavrını koruyup hızlandırılmış değişimin karşısında dimdik duran, yapımından neredeyse yüz yıl sonra izlenildiğinde bile, sessizliğin işlevselliğini büyük ustalıkla içimize sindiren efsane adam Şarlo' nun ''Şehir ışıkları'' filmini izlerken ruhum ısındı.
Şarlo, yine aşık olur. Hem de bu kez en az kendisi kadar fakir ve kör bir çiçekçi kıza… Sakarlıklarla örülü güldürü seanslara eşlik eden bu beden ötesi aşk, aslında Chaplin’in ve yarattığı dünyaların derin naifliğinde dinlendirici bir yolculuktur.
Chapline'nin, bir filmin karesinde ayakabısını ıslatıp yemeye çalıştığını görüyoruz.. Bizim Kemal Sunal' ımız da ekmeğini hayalı bandırıp yer. İkiside karışık duygular verir. Kah neşeye kah hüzne gark oluruz. İkisini görüncede içimiz ısınır.
İkisi de filmde çok fakir ve aynı zamanda hayat enerjimizi yükseltecek kadar umut ve sevgiyle dolu dopdolular..
Yaşadığımız 21. yüzyıla derinlemesine dokunan bu filmler bize ayakta kalmanın çok katmanlı sırlarını fısıldıyor.
İkiside en sevdiğim insan modeli ''İyi kalpli ve zeki.''
Rahmetle anıyorum, iyi ki bu dünyadan geçmişsiniz.

Hiç yorum yok: