Her şey olabilir.
Her şey mümkün ve olası.
Her şey mümkün ve olası.
Güzel şair'imiz Sohrap Sepehri ne güzel demiş;
''Bu devranda ağaçlar insanlardan daha hamdır. Dağlar arzulardan daha yüksektir. Kamışlar, düşüncelerden daha doğru. Kar, yüreklerden daha ak.''
Kimi zaman tüm çevrenin ve şartların tarafsız bir gözle resmini çizemeyiz, değerlendiremeyiz. Bu nedenle, eskilerin deyimi ile, “Mülahaza kapısı”nı açık bırakmalıyız.
Yeni düşünce ve alternatifleri dinlemeye, yeniden düşünmeye ve sonuç çıkarmaya açık olmalıyız.
Yeni düşünce ve alternatifleri dinlemeye, yeniden düşünmeye ve sonuç çıkarmaya açık olmalıyız.
Bilincinin güzelliğini ve yaşamının değerinin sürekliliğini korumak isteyen insan, önce kendini öğrenmeye ve organize etmeye, ardından da hayatı tanımaya ve olumlamaya özen göstermeli. Bunlar için ise sıkça kalbin ve beynin kapısını tıklatmak gerektiğini unutmamak mühim.
İnsanlar bunu bir kez görmeye başlasa, tercihlerinin yönü muhakkak değişecek.
İnsanlar bunu bir kez görmeye başlasa, tercihlerinin yönü muhakkak değişecek.
Yaşam, cesur ve mücadelecileri sever. Her günün yeni gün, her yeni gününün yeni bir başlangıç olduğu düşünüldüğünde, akan bir ırmak gibi olmak, herkesin harcı değildir.
Biz insanlar bahaneleri severiz. Bir insanın elinden bahaneleri almaya görün, hemen çılgına döner ve etrafına saldırmaya başlar.
Hayatın gerçeklerini iyice kavrayabilmeliyiz ki, vicdanımız rahat bir şekilde sorgulama gücüne sahip olsun.
''Hiçbir şey bilmeyen hiçbir şeyi sevmez. Hiçbir şey yɑpɑmɑyɑn, hiçbir şeyden ɑnlɑmɑz. Hiç bir şeyden ɑnlɑmɑyɑn insɑn değersizdir.
Oysɑ ɑnlɑyɑn hem sever, hem her şeye kɑrşı duyɑrlı olur, hem de görür.
Bir şeyde ne kɑdɑr çok bilgi vɑrsɑ, o kɑdɑr büyük sevgi vɑrdır. Bütün meyvɑlɑrın çileklerle ɑynı ɑndɑ olgunlɑştığını sɑnɑn kişi, üzümleri hiç tɑnımıyor demektir.''
Oysɑ ɑnlɑyɑn hem sever, hem her şeye kɑrşı duyɑrlı olur, hem de görür.
Bir şeyde ne kɑdɑr çok bilgi vɑrsɑ, o kɑdɑr büyük sevgi vɑrdır. Bütün meyvɑlɑrın çileklerle ɑynı ɑndɑ olgunlɑştığını sɑnɑn kişi, üzümleri hiç tɑnımıyor demektir.''
Gerçekliğin naif tezgahında;
Hayatı ezberlemek başka, anlayarak dokunmak bambaşka.
Hayatı ezberlemek başka, anlayarak dokunmak bambaşka.
Bilinci olmayan, kendini tanımayan, yenilemeyen, gelişime açık olmayan biri bunun nasıl farkında olacak ki?
Şiddetin dili ve kanıksanmış cehalet hakim oldukça ,vicdanların kimliklere yenik düştüğü bir dünyada hiç kimse özgür değildir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder