Translate

29 Ocak 2019 Salı

Her insan bir dünyadır.

Umuda ve sevgiye olan inancımı hiç kaybetmedim
Her insanın yaşamı, onu kendine götüren bir yoldur, bir yol denemesidir.
Hepimiz aynı derinliklerden çıkıp geliriz. Derinliklerden çıkıp gelen bir varlık olarak, her birimiz kendi öz amacımıza varmak için uğraşıp didiniriz. Birbirimizi anlamaya çalışırız ama yorumlamaya gelince herkes yalnızca kendisini yorumlayabilir.
Bilincinde olduğum acılardan çok, acının bilincimdeki yansımasını biliyorum diyebilecek kadar bende acılarla inişli çıkışlı bir hayat yaşadım diyebilirim.
Bazı acıların, öyle incelikleri vardır ki ruhtan mı yoksa bedenden mi kaynaklanırlar, hayatın boşluğu karşısında ki rahatsızlığımızı mı yansıtırlar anlamayız.
Kim bilir, kaç kez, kaygılı bir umutsuzluğun karmaşık çökeltilerine karışarak, ruhumun karardığını hissetmişimdir. Kaç kez, var olmak canımı yakmıştır.
.Ama ne olursa olsun karamsar değil, hüzünlü olabilirdim. Belirli, hatta belirsiz bir hüzün bile değildir bu. Bu ifadeler ne hissettiklerimi tam olarak anlatmaya yetmez çoğu zaman.
Her insan bir dünyadır. Bunu ben demiyorum çünkü eşsiz olmak her varlığın sıradan bir niteliğidir. Eşsiz olmak kıyaslama yapmaya bir neden bırakmaz. Nefes almak kadar doğaldır. Hayat geriye yaşanmaz. O her gün yeni bir günle tekrar tekrar doğar ve kendine hiç şaşmaz. Şaşan da, şaşırtan da toplumu oluşturan insanların niyetleridir...
Hissettiklerimin derinliğinin farkında olacak ve anlayacak kadar yaşamla iç içeyim. Bu ahkam kesilmek anlamına gelmesin...
Anlamak ile görmek aynı şey değildir, anlamak değişimdir ve
yanlışa hayır diyebilmek, sağlam bir karakter ve sağlıklı bir ruhsal olgunluk ister.
Yaşam bir deneyimdir ve yaşamda doğruları bulmanın yolu, doğru soruları sormakla başlar.
İnsan kendi iç sesine yöneldikçe, içsel sorgulamaların ve yeniden uyanışa geçen bir ruhun çığlığını duymaya başladıkça; kendine yetebilmeyi, ayakta kalmayı, farklılıkları kabullenmeyi, kendini eleştirmeyi, kendiyle yüzleşmeyi amaç edindiğinde, yaşamı yeniden sorgulamaya başlıyor.
Varlık felsefesinin de temel taşlarını oluşturan bu sorgulamalar insanoğlunun ruhsal evrim sürecindeki aydınlanmanın da ilk kıvılcımlarını oluşturmaktadır.
Özgürlüğün, eşitliğin, akılcı bilimsel düşüncenin, hak ve hukukun, barış, dostluk ve umudun hakim olduğu bir dünya inşa etmeye kararlı tüm zihin ve beden emekçilerinin aydınlanmasında ki bu kıvılcımların oluşmasında ideal ve amaçlar çok önemli bir yer tutmaktayken umuda ve sevgiye olan inancımı hiç kaybetmedim...
Önce kendimize inanalım, kendimizi sevelim, kendimize saygımız olsun...
Kendine adil olmayan, kendine yürümeyen yüreğinde sevgi yeşertemez, kendi dışında ki hayatlara adil olamaz...

''Simurg Olmak Zamanı'' Kitabımdan

Hiç yorum yok: