Translate

12 Ocak 2019 Cumartesi

Kaosun Kutsal Kitabı


20. yüzyılın son kâhin-peygamberi Albert Caraco'dan tüm insanlığa bir lanettir Kaos'un Kutsal Kitabı. Nietzsche'den bu yana hiçbir filozofun gösteremediği yıkıcı gücü taşıyan, bir münzevinin kendisine "rağmen" kültleşen metni...

''Dünya’nın ve doğal kaynakların tükenmemesi için insan türünün artık çoğalmaması gerektiğini savunan Caraco aksi takdirde kaosun devreye gireceğini ve insan türünü yok edeceğini vurguluyor. ”

Soğukluğu, doğrudanlığı ve berrak karamsarlığıyla eşsiz, bir "nesnellik fanatiği"nin bedduası…

Üremeye, üretmeye ve tüketmeye bir reddiye; şehirlere, beton katmanlarına, budala politikacılara, böcekleşmiş yığınlara, gökten firar etmiş tanrılara bir lanet...

''Dinlere mümin gerek, uluslara savunacak insan, sanayicilere
tüketici; bu demektir ki herkese çocuk gerek, yetişkin olunca ne olacaklarının bir önemi yok.''

İnsanlar hem özgürdür hem bağlı, arzu ettiklerinden daha özgür, fark ettiklerinden daha bağlıdırlar, çünkü fanier kitlesi uyur gezerlerden ibarettir ve onların uykudan uyanması asla düzenin çıkarına değildir, yönetilemez olurlar çünkü o zaman.
Düzen insanların dostu değildir, onları keyfince yönetmekle yetinir, ender olarak uygarlaştırma-ya, daha da ender olarak insanileştirmeye çalışır.''
"Çaresizlik bir gerçektir ''Var olan düzeni kabullenip onunla mutlu yaşayan herkes birer “sosyal böcek”tir. ''Yalnızlık,ölümün okullarından biridir,çoğunluk asla bu okula giremez. "On milyonlarca insan savaş için çalışıyor, ahlak ile çıkarın ittifak yaptığı bu çözüm yolunu bozmayı artık hayal bile etmiyoruz.
Hangi alanda olursa olsun, aptallıkta birbirimizle yarışıyoruz, icatlarımız paradoksa çare bulamıyor. Giderek daha zekice imkânlara sahip olurken giderek daha aptallaşıyoruz, biz bu imkânların yasasına tabi olacağız ve bu imkânlar da bize sahip olacak, biz hayal kırıklığına uğrarken devlet şeflerimiz imkânların ilk hizmetkârları olacaklar ve biz de sınırsız bir köleliğe bağlanacağız.
Hiçbir şey olduğundan fazla değil, her şey başka bir şey olma iddiasında, göründüğü gibi olmayı reddediyor; akıl almaz yüzlerce aldatmaca doğuyor böylelikle; yazarlar, saygınlık ve itibarla çevreli, ne yapacaklarını bilemez haldeler. Bunun sonucunda genel bir uyuşukluk yayılıyor her tarafa; ve eğer Tarih’in dersine kulak verseydik, uyuşukluktan sersemliğe giden yolun en kaygan yollardan biri olduğunu bilirdik.''


Hiç yorum yok: