Translate

3 Ocak 2019 Perşembe

Unutursam fısılda hayat
Bu dünya zamanından hepimiz göçüp gideceğiz, üstelik her şeyimizle göçeceğiz. Yaşadıklarımızdan, konuşanlardan geriye hiçbir şey kalmayacak.
İşte bu yüzden, dünyayı açıklama iddiasından, aptalca bir sürü gereksiz mal ve mülk edinme hastalığından, savaşlardan, sevgi ve umudu tırmalamaktan çok geç olmadan vazgeçsek daha iyi olmaz mı?
Hani, Tarkovski’ der ya, ‘’Umut ve sevgi insanın gerçekliği.” Gerçekten insan olmak büyük bir nimet. İnsan, umutla doğuyor, gerçeklik karşısında umudunu yitirmiyor, çünkü akıl an itibarıyla içinde bulunulan koşulların değişeceğini biliyor.
Umudumuz, günümüz kirlenmiş toplumlarına karşı güçlü olmalı. Çünkü; kötülük, her iyilik gibi, umudunu koruyan inançlı bir insanda duyguları harekete geçirir.
Soyunmuştum bütün libaslarımdan. Öğretmişti hayat bana, insanlar korkarlar gerçeği hatırlatanlardan, kefenlenmiş öykülerle yaşarlar.
Oysa, gerçek yolculuk kendine yapılan yolculuktur ve nefes aldıkça umut vardır. ‘’Ve tüm dünya ‘’Vazgeç’’ dediğinde umut fısıldar; bir kez daha dene..’
Demlenmiş hüzünlerin tatlı telaşıyla, içimdeki çocuk kanat vuruyor; tutuştur yanan düşleri, Simurg olmak zamanı...
Bağırıp çağırmaya gerek yok. Bu küçücük, bu fani yaşam, tohumun ağaca, ağacın tohuma dönüşmesinden başka bir şey değil. Karanlıkta ışığı beklemek gibi, herkes kendi umudunu yüreğinde taşır. Bu zorlu süreçte, mücadele ruhumu besleyen umudu çok sevdim, olur da bir gün unutursam; fısılda hayat!

''Simurg Olmak Zamanı'' Romanımdan

Hiç yorum yok: