Acı da insanı eğitir.
üzülme
herkesin tenine açtığı
hüzünler var..
varlığından haber veren
biz ki
olur mu tene hüzün derdik
anlamazdık başkalarının acılarını
kaldır yüzünü yerden...
gözlerinin içine bak sevdiklerinin
bir sen değilsin tene çizilen
barışamadığımız nice hüzünler var
varlığımızdan haber veren...
herkesin tenine açtığı
hüzünler var..
varlığından haber veren
biz ki
olur mu tene hüzün derdik
anlamazdık başkalarının acılarını
kaldır yüzünü yerden...
gözlerinin içine bak sevdiklerinin
bir sen değilsin tene çizilen
barışamadığımız nice hüzünler var
varlığımızdan haber veren...
Acı duygusu, hepimizin bildiği gibi çok hakim ve etkili bir duygudur. En önemli etkisi de insanı çevresinden soyutlayarak kendisine döndürmesidir. Hayatında acı yaşamamış insanların acı üzerine konuşabileceği her sözün sözde olacağına inanırım,sözde kalan yüreğe düşmeyen,hissedilmeyen.
Acıyı yaşayan insan, bencilliğini doruk noktasında yaşar. Düşünün bir kere; elinizi bıçak kesti o an kaçımız çevremize bakıpta acaba başka birininde eline battı mı diye aklımızdan geçiririz. Bu soruya kesinlikle %99 umuz hayır der. Bu durumda çevremizde var olan her şeyi unuturuz bir anda tüm evren kendi etrafımızda dönmeye başlar. Önemli olan o an biziz hiçbir şeyin anlamı ,önemi yoktur. Aslında ruhsal acılarında fiziksel acılardan bir farkı yoktur sadece oluş şekli farklıdır.
Acıyı yaşayan insan, bencilliğini doruk noktasında yaşar. Düşünün bir kere; elinizi bıçak kesti o an kaçımız çevremize bakıpta acaba başka birininde eline battı mı diye aklımızdan geçiririz. Bu soruya kesinlikle %99 umuz hayır der. Bu durumda çevremizde var olan her şeyi unuturuz bir anda tüm evren kendi etrafımızda dönmeye başlar. Önemli olan o an biziz hiçbir şeyin anlamı ,önemi yoktur. Aslında ruhsal acılarında fiziksel acılardan bir farkı yoktur sadece oluş şekli farklıdır.
Sevdiğimiz birini kaybettiğimizde, başkalarının varlığını geçicide olsa unuturuz, başkalarının acılarını hatırlamayız, İsyan ederiz ve çoğu zaman neden ben diye serzenişlerde bulunuruz. O an için başkalarının çektiği acı umurumuzda olmaz, aslında çok aykırı bir durum değildir insanın kendini, yalnız, çaresiz hissetmesi bu son derece insanca bir duygudur, insanın kendini kendine kapatması. Sonuçta zamanla her şey olması gerektiği role tekrar döner, açılır gözlerin, sana değen acıdan sonra, başka bir incelik, duyarlılık kazandırmıştır yaşamaın başk bir boyutu. İnsanların yaşadığı acilara derin bakma boyutu, anlama ve hissetme rarklılılığı. İnsanların acılarına artık yabancı değilsindir. Sana dokunan o duyguyla tanışmış olman sana farklı bakış açıları kazandırmıştır. Yaşamın her anının aynı olamayacağını ve bir süreliğinede olsa bir insanın, diğer insanın acısını paylaşabileceğini, acısı yüreğe değen her insan zamanla öğrenir.
Ne kadar bencilliğimizin içine gömülmüş olursak olalım, insan olmanın bencillik kadar büyük bir diğer gerçeği devreye giriverir. “Vicdan”… Böyle bir acı anında her şeye rağmen başka birisini bu acıdan korumayı düşünebilecek tek yaratık da yine insandır. Bu da diğer yönüdür insanın hiç kuşkusuz.
Acı çektiğimiz anları unutamayız, ve o anlara geri dönmemek için her defasında daha iyisi için çaba gösteririz. Bunun adı büyümek de olabilir, olgunlaşmak da..
Yılmaz Güney'in sevdiğim bir sözü ile özetleyeyim; Acılar vardır, gelir geçer, acılar vardır, deler geçer, acılar vardır, birikir enerji olur kendini yok etmeye yönelir.
Yılmaz Güney'in sevdiğim bir sözü ile özetleyeyim; Acılar vardır, gelir geçer, acılar vardır, deler geçer, acılar vardır, birikir enerji olur kendini yok etmeye yönelir.
Bu kişiye bağlı bir olgu bence, yani olgunlaşa bildiği gibi aksine hamken dahada hamlaşabilir, Olgunluğa erebilmesi için öncelikle farkındalık bilincinde olmalı, geçmişi ile yaşadığı an arasındaki bağı kurabilmeli ki, ne idim ne oldum bilincine varabilsin. Şimdi acı mevzusunuda buraya bağlarsak, eğerki çektiği acılar karşısında, mutluluğun kıymetini anlayabiliyorsa, ders çıkarabiliyorsa ve burdanda sahip olduklarıyla olmadıkları kıyaslamasında kendini iyi ve kıymetli hissedebiliyorsa olgunlaşa biliyordur, haa yok tam tersi, bunada zaten hamdın ,halada hamsın demek lazım.
Acıdan öğrenilecek çok şey vardır bence..Ama her insan elmas değildir ki yontula bilsin..Bazıları acıyla tuz-buz olur, bazıları duyarsızlaşıp acı verene dönüşür...
Tabiki olgunlaşmak sadece acı çekmekle olmaz, olmamalı. Acıyla tanışmak acıyı yaşamak insanları eğitir doğrudur ama tek başına yaşam olgunluğu için elzem değildir.
Ders alabiliyorsak yaşadığımız şeylerden o zaman olgunlaşırız..Bunu acı- tatlı diye sınıflamak yersiz..ancak ikisinide birlikte yaşarsan olgunlaşırsın..Ne yani hayatta hiç mi gülmeyeceksin?
Bu yüzden güldüğün zamanda sana ders veren, seni çocukça düşüncelerinden çekip olgunca düşündürmeye sevk eden, kısacası güldürürken olgunlaştıran bir çok film, kitap, tiyatro var bu hayatta...
Lütfen sevdiklerinize, çocuklarınıza sadece acıyla olgunlaşır insanlar demeyin. Aksi takdirde hepsi mazoşist, hepsi pesimist olgun olacaklar..
Yaşadığı, üzerinde bulunduğu dünyanın ağırlığını hissedip, bir köşede fazlaca olgunlaşıp çürüyecekler..Bunu hiçbirimiz istemeyiz, olmasında zaten...Acıyla tanışmak acıyı yaşamak insanları eğitir doğrudur ama tek başına yaşam olgunluğu için elzem değildir.
olcay kasımoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder