Translate

5 Kasım 2018 Pazartesi

YAŞAMIN TANIĞI

Ne yalnız başına övgü ne de sövgü, yaşama bir şey katmaz.
İnsan kendi duygularından emin değilse, düşüncelerinin arkasında duramıyorsa, egolarından arınmamışsa o kadar çok hakarete başvurur.
Oysa, insanı insan yapan en büyük özellikler; üretim, paylaşım ve doğa ile bir bütünlük içinde, huzurlu ve güven ortamında, yaşama devam etmek, hayatın anlamına, bütünlüğüne güzellik katmaktır.
İnsanların; dil, ırk, mezhep gibi, yaşamda pek karşılığı olmayan gerekçelerle çatışma ortamına sürüklenerek, yaşamdan kopmaları, hayatın anlamına da büyük haksızlıktır.
Her günün yeni bir gün ve yeni bir başlangıç olduğunun farkında olanlar, yaşamdan beslenirler.
Değişim ve yenilenmek; hayata ve kendimize karşı görevlerimizdendir.
Gerçeğimizin farkında olmak, iyi insan olmanın gereğidir.
Ömer Hayyam ne güzel demiş;
*Girme şu alçakların hizmetine, Konma sinek gibi pislik üstüne. İki günde bir somun ye, ne olur! Yüreğinin kanını iç de boyun eğme.*
İnsan; yaptıklarından ve yapamadıklarından sorumludur.
O halde insan her koşulda, enerjisini olumlu olana harcayarak yaşamı daha sağlıklı ve anlamlı kılabilir.
İnsanın eylemlerinde ki güzelliği, yaşamın hakkını verdiği oranda bir önem taşır.
Ya yaşamın tanığı yada seyircisi olur.

Olcay KASIMOĞLU

Hiç yorum yok: