Translate

8 Kasım 2018 Perşembe

Yaşadıklarımızdan biz sorumluyuz

Geçmişi geleceğe taşıma ama deneyimle, anların coşkusunu ıskalama ve geleceği korkuya değil umuda bağla ama ya olmasa ihtimaline de, düş kırıklıklarına da hazırla yüreğini.
Ve inandığın, kalbinin götürdüğü yere git, kalbinin sesini dinle.
''Gün olur güneşler doğar...
Gün olur karanlıklar parçalanır...
Yeter ki sen yaşama sevgili,
Sevgiliye can ol
Ol ki “kendin” ol.
Ol ki yaşamın kendisi ol''...
İnsanlar bir şeyi gerçekten, yürekten isterlerse ''evren'' onlarla birlikte çalışır. Olumsuzluklar onlardan uzak durur. İnsan olumlu duygularla dolduğunda kötü hislerin olması, hissedilmesi neredeyse imkansızdır.
Duygu ve düşüncelerimizin bize artı yada eksi olarak dönmesi tamamen bizim iç dünyamızla ilgilidir. Bir olaydan, acıdan herkes aynı derecede etkilenmez.
Bu tamamen bizim algılamamızla alakalıdır. Bu aynı negatif ve pozitif enerji yayılımı gibidir. Hangisini yoğun hissedersen o gelir seni bulur.
Yaşamamızdan, yaşadıklarımızdan ''biz sorumluyuz'' eyer biz bu bilince sahip değilsek, yaşamamız için gereken ''emeği/çabayı'' gerektiği gibi ortaya koyamayız.
Hayat karşılıklı bir aynadır. Vermek kadar ''almak/almayı bilmekte'' yaşama karşı sorumluluklarımızdandır.
Sabrın en büyük ''mucize'' olduğuna ınanalardanım ''sizde inanın'' evren bizi muhakkak duyar.
Yapmamız gereken: kendimizi mutlu etmek. Başkalarının bize biçeceği kıstaslar yaratıp onların verdikleriyle mutlu olma beklentisinden vazgeçelim.
Mutluluğu takip edelim ama arkasında kaybolmayalım, aramıza alalım.
Bize iyilik edenlere minnettarlık duyalım onlarla bu evren de yalnız olmadığımızı birbirimize hissettirelim. Dünya penceresine çok boyutlu bakalım.
Olaylara, insanlara bakış açımız, seçenekleri görmemizi, değişmemiz gerektiğinde kendimizi güncellememize yardım edecektir.
Kendimize karşı ''açık, sade, duru olmak'' her zaman kendimizi ''İFADE'' etmemiz de gereksiz olanların elenmesine yardım edecektir...
Olcay kasımoğlu

Hiç yorum yok: